Zika Virüsü – Süleyman DAĞISTANLI
İnsanlığın en büyük düşmanı olan zihniyetin temsilcileri ve uşakları, kendileri ile birlikte hizmetçilerine yaşama izni tanımayı arzu ettikleri 220 Milyonluk bir dünya için her gün insanlığın başına ayrı bir musibet getirmeyi meslek edinmişlerdir. Kimi zaman savaş, kimi zaman hastalık, kimi zaman yoksulluk gibi silahlar ile insanlığı hedef alanlar her daim kan ile beslendiklerini ispat edercesine yeni silahlar geliştirmektedirler. Özellikle son yıllarda farklı isimler ile dünya halklarını yok etmek için ürettikleri virüsleri medya aracılığı ile gündemde tutan ve böylece halkları tedirgin edenler için her yeni virüs yeni katliamlara kapı aralamak anlamına gelmektedir. 2000’li yılların başından itibaren Şarbon, Kuş Gribi, Ebola, Domuz Gribi vb. isimler ile sahnelenen oyun şimdi de Zika Virüsü adı ile gündeme getirilmektedir. Daha önce ismi duyulmayanlar bizzat laboratuarlarda üretilirken ismi daha önceden bilinen ve geçmişi 1900’lü yılların başına dayanan hastalıklar ise bahsedildiği kadar ölümcül olmamasına rağmen katliamlara kapı aralaması için abartılmakta ve bu sayede ölümler ve katliamlar meşru gösterilmektedir. Tüm dünyada özellikle de ülkemizde halkların bilinci sayesinde bu tür oyunlar çabucak bozulduğundan neredeyse her yıl yeni bir isim ile yeni oyunlar sahnelenmektedir.
Şimdi, yeni oyun “Zika Virüsü” ile ilgili tüm basında yer alan ortak söylemlerin neler olduğuna kısaca yer verelim;
“İlk kez 1947 yılında Uganda’nın Zika ormanlarındaki maymunlarda görülen virüsün, 2015’in mayıs ayında sivrisinekler yoluyla yayılarak, Brezilya’da patlak verdiği, Dünya Sağlık Örgütü’nün alarma geçtiği, 4 Milyon insanın bu virüsten dolayı hastalanacağı, Brezilya’nın, 2016 Yaz Olimpiyat Oyunları’ndan 4 ay önce Zika virüsüne karşı denetime başlayacağı, Kolombiya ve Jamaika’da temmuz ayında kadınlardan 6 aydan 1 yıla kadar hamile kalmamaları istendiği, Zika virüsünün yayıldığı Brezilya’da, ekim ayından bu yana 3 bin 500’den fazla bebeğe nöro-gelişimsel bozukluk olan “mikrosefali (küçük kafa)” teşhisi konulduğu, Güney ve Orta Amerika seyahatinden dönen Danimarkalı bir turistte Zika virüsüne rastlanmasının ardından Avrupa ülkelerinin de alarma geçtiği, hastalığın özgün bir tedavisinin olmadığı, 10 yıldan önce herhangi bir aşı geliştirilmesinin neredeyse imkansız olduğu, enfeksiyondan korunmak için hastalığın görüldüğü bölgelerde halkın sivrisinek ısırıklarından korunmasının gerekliliği, hastalığın ateş, baş ağrısı, gözlerde kızarma, kusma, kas ve eklem ağrısı gibi belirtileri olduğu vb. hususlar dile getiriliyor. Ayrıca Uganda Virüs Araştırma Enstitüsü Başkanı Dr. Julius Lutwama; Virüs yalnızca hücrelere girdiğinde yaşıyor, virüsü öldürmek, hücreleri de öldürmek, yani insanı öldürmek demek oluyor diyor.”
Durum tam bir film senaryosu gibi. Danimarkalı bir turistten Avrupa’ya yayılabilen bir virüs, Virüsün en yoğun görüldüğü Brezilya’da düzenlenecek olan ve tüm ülkelerden katılımcıların olduğu 2016 Yaz Olimpiyatlarının ardından da rahatlıkla tüm dünyaya yayılabilir (!). Şu ana kadar neredeyse 4 bin çocukta belirtileri görülen bir virüsün kaç milyon insana bulaşacağı tahmin edilebiliyor (!) zira bir işi yapan bilir. Yayılması çok kolay (!), dünyanın her yerinde olan ve sizi ısıran bir sivrisinek dahi bu hastalığı size bulaştırabilir (!). Belirtileri de gayet yaygın rahatsızlıklar ; “baş ağrısı, ateş, kusma, kas ve eklem ağrısı” o yüzden hepinize bu virüs bulaşmış olabilir (!). Ayrıca tedirgin olmalısınız zira tedavisi yok size bulaşınca virüsü yok edemedikleri için virüsün bulaştığı hücrenin yani sizin yok edilmeniz gerekecek. Aşı falan da demeyin sakın zira on yıla kadar bir aşı geliştirilmesi zor (!). Bu arada artık sadece sizin değil doğacak çocuklarınızın da can güvenliği tehlikede o yüzden çocuk falan düşünmeyin…
Evet, hortlayan (!) bu virüs ile ilgili söylenen ve söylenmeden anlamamız gerekenler kısaca bunlar. Dünya halklarının aldığı havadan içtiği suya, yediği ekmeğe kadar onların ileriye dönük rahatsızlıklarına zemin hazırlayanların, 220 milyonluk bir dünya hayal edenlerin yeni oyunu diğerlerinden daha sinsi zira sadece yaşayanları değil doğacakları dahi tehdit eder cinsten. Katliamlar ile dünya halklarıyla başa çıkamayacağını bilen kan emici bu güruhun ekini ve nesli kısırlaştırma ve yok etme hedeflerine bir yenisi daha eklenmiş durumda.
Lisanı hal ile “Öldürdükçe, kısırlaştırdıkça, savaşlar çıkartıp ülkeleri viran ettikçe, gıdalarınızı, suyunuzu ve havanızı zehirledikçe azalmak yerine çoğalıyorsunuz. Bunca plan ve icraatlarımıza rağmen hala çoğalabilenleredir sözümüz; Artık sadece siz değil doğacak çocuklarınız da düşmanlarımızdır.” Diye haykıran insanlık düşmanlarının insanlığa olan kin ve düşmanlığına bir kez daha şahitlik etmekteyiz.
İnsanlık düşmanlarının ellerinden gelen tüm oyunları oynadığı şu ahir zamanda dostu düşmanı iyi teşhis edebilmeli, kaç milyon insanın öleceği tahmininde (!) bulunalar ile bu tür oyunları ellerinden geldiğince popüler edip gündemde tutan uşaklarının kimler olduğunu görüp tanımalı ona göre safımızı belirlemeliyiz. Zira düşmanı tanımak aynı zamanda dostu tanımak demektir. Düşmanı tanıdıktan sonra onların düşmanlık ettiklerini dost olarak benimsedikten sonra tüm oyunlar boşa çıkacaktır.
“Onlar tuzak kuruyorlardı, Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfal,30)
İlahi! İnsanlık düşmanlarının ve onların uşaklarının hilelerini başlarına geçir. Yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunacağını, onları önderler yapıp varisler kılacağını vaat etmişsin, bizleri o günleri görebilen ve bu uğurda çalışıp çabalayanlardan eyle. Amin.