ZALİM YÖNETİMLER VE ZALİM YÖNETİCİLER
Zulüm, bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymak, haksızlık etmek, haddi aşmak, bir şeyi eklemek veya eksiltmek ya da yer ve zamanını değiştirmek suretiyle hususi yerinden başka bir yere koymak, bir şeyi meşru olan yerinden başka bir yere koymak, haktan sapma, haddi aşma, hakkı terk etmenin azına ve çoğuna uygun olarak kullanılan bir kelimedir.
Zulüm, adaletin zıddı ve karşıtıdır. Adalet, zihinlere doğru dürüst olan (müstakim) diye yerleşen bir kelime olup sapmak kelimesinin karşıtıdır. Hak ile doğru hükmetmektir. İnsanların adili, sözünden ve hükmünden razı olunan kimsedir. Adalet, benzerler arasında eşitliği sağlamaktır. Adalet kişinin kendisiyle hevâ ve arzularına meyletmeyip hükmünde (zulme) sapmadığı bir niteliktir. Adalet, zulmün zıddıdır. Hükmünde doğru davranana adil denir.
“ALLAH adaleti emreder”. (Nahl: 16/90).”Ey insanlar, ALLAH için adaletle şahitlik edenler olun. Bir topluluğa karşı duyduğunuz kin, sizi adaletten saptırmasın. Adil davranın, takvaya yakışan budur.” (Maide: 5/8)ayetleri açık bir şekilde adaletten ayrılmamayı bizlere emretmektedir.
Zulüm kavramıyla yaptığımız bu kısa girişten sonra asıl konumuz olan zalim devlet yöneticileri ve bunların yaptıkları zulümlerin dünya ve ahiretteki sonuçlarını anlatan ayet ve hadislere geçmek istiyorum.
“Ey inananlar, siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde sapan kimse size zarar veremez.” (Maide:5/105) ayeti, bizlere doğru yolda olmamız gerektiğini ve başımızdakilerin sapıklığının bizlere zarar veremeyeceğini göstermektedir. Ancak bu durum zulme karşı sessiz kalanlar için geçerli değildir. Zira “İnsanlar bir zalimi görürler, ona mani olmazlar. Bu sebeple hemen hepsi cezalandırılır.” (Tirmizî, c.8, s.423) hadis-i şerifi bizleri şiddetle uyarmaktadır.
Müminler “Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman kendilerini savunurlar.” (Şûra: 26/39).”Yâni zalim biri tarafından bir zulme maruz kaldıklarında teslimiyet göstermezler.” (Tefsîr-i Kurtubî, c.16, s.39). Böylece direniş ile zalimin zulmünü defetmiş olurlar.
Müslümanlar, zalimlerden ve zulüm sistemlerinden ‘berî’dirler ve onlara en küçük bir alaka göstermezler çünkü onlara en küçük bir meylin kendilerini yok edeceğini bilirler.
“Sakın zulmedenlere en ufak bir meyil duymayın, sonra size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (Allah tarafından da) size yardım edilmez.” (Hud: 11/113) ayeti bize bu dersi vermekte ayrıca Allah’ın yardımının zalimlerden uzak durmakta olduğunu belirtmektedir.
Zulüm sistemleri mustaz’af insanları maddi ve manevi yönden sömürerek güçlenmektedir. Zalimlerin güçlenmesine bilerek destek veren ve onlara gönüllü hizmette bulunanlar ile ilgili şu ayetler çok şiddetli bir uyarı vermekte ve tehditte bulunmaktadır. “Gerçekten Firavun, Hâman ve askerleri hatalıydılar (yanılıyorlardı).” (Kasas: 28/8).”Biz hem onu, hem de askerlerini yakaladık. Onları denize atıp boğduk.” (Zâriyat: 51/40).”Biz onu ve askerlerini tuttuk, denize attık; bak o zalimlerin sonu nasıl oldu” ( Kasas: 28/40). “İşte kazandıkları (günahları)ndan ötürü zalimlerden bir kısmını diğer bir kısmının peşine böyle takarız.” (En’am: 6/129)
Zalimin zulmüne yardımcı olunamaz. Devam ve bekası için dua edilmez. Çünkü bekasında zulmünün daimi olmasını istemek söz konusudur. Hadis-i Şerifte; “Zalimin bekası için dua eden kimse Allah’ın mülkünde O’na asi olunmasını istemiştir” buyurulmuştur. (Tefsîr-i Zemahşerî, c.2, s.433, )
“Ahir zamanda devlet başkanlarının yanlarında, devletin disiplin işlerini yürütmekle görevli öyle memurlar geleceklerdir ki: Allah’ın gazabı ile kalkar yine gazabı ile yatarlar. Böyle kimselerle dost olmaktan kaçınınız.”(Camiu’s-sağir. c.1,hds:463)
“Zâlim bir kavmin karaltısını çoğaltan (yâni zâlimler arasına karışan) kimse onlardandır,” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:464)
Zalimlerin her türlü zulmü İslam’ın en büyük farizalarından olan Emr-i bil ma’ruf ve Nehy-i anil münker ile defedilmelidir.
“İçinizden hayra çağıran, iyiliği buyurup kötülükten men’eden bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” ( Al-i İmran: 3/104)
“Sizden bir kimse çirkin bir iş (münker) gördüğünde onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle değiştirsin. Ki bu imanın en zayıf olanıdır. “(Müslim, İman, 78)
“Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular.” (Hud:11/116)
Peygamber efendimiz (sav) kötülüklerin engellenmediği bir toplumu,ölmüş bir topluluğa benzetmektedir. “Benim ümmetimi zalimden korkar gördüğü zaman, ona “sen de zalimsin” demelisin. Onlar artık dirileri yanından ayrılmış, çöllerin ortasında kalmış manevi olan bir ölü gibidirler.” .”(Camiu’s-sağir. c.1,hds:429)
Peygamber efendimiz (sav), zâlim emirleri anlattıktan sonra şöyle buyurmuştur:
“Onları inkâr edip onlarla mücadele eden kurtulur. Onlardan uzaklaşan selâmet bulur veya selâmete yaklaşır. Dünyalıklarında onların arasına katılıp, onlarla düşüp kalkanlar da onlardandır.” .”(Camiu’s-sağir. c.1,hds:452).Çünkü mücadele etmeden yalnız onlardan uzak kalmak, belki insanı mes’ûliyetten kurtarır, fakat onlarla mücadeleyi terk ettiği için, nazil olacak umumi belâ dışında kalamaz.
Günümüzde halkımıza yapılan en büyük zulümlerden biriside halkımızın mal varlıklarının idareciler tarafından talan edilmesi ve halkımızın aç ve sefil bırakılmaya çalışılmasıdır. İdareciler tarafından yapılan bu yolsuzluklar ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor:
“Vergi toplamak için gönderdiğimiz tahsildarlara ne oluyor? Vergileri topladıktan sonra yanıma gelerek şöyle diyorlar: “Şunlar devlet için topladığım vergiler, şunlar da bana verilen hediyeler.”
Sorarım size, bu adam anasının veya babasının evinde otursa idi ve bekleseydi ona hediye veren olur muydu? Olmaz mıydı? Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki: Böyle devlet hesabına vergi topladığı zaman kendisine hediye ismi altında gayri meşru menfaat temin eden kimse yarın kıyamet gününde o mal sırtında ortaya çıkacak ve bunun hesabını verecektir. Hediye ismi altındaki bu mal deve ise deve sesi çıkararak, sığır ise, sığır gibi böğürerek, koyun ise koyun sesi çıkararak o hayvan sırtında mahşer halkına bunun hesabını verecektir.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:432)
“Şüphesiz Allah’u Teâlâ, idare mevkiinde bulunan herkesten hesap soracaktır. İdaresi altındakilerin haklarını gözetip gözetmediğini, yoksa zayi mi ettiğini muhasebe edecektir. Hatta kişiyi , ev halkı hakkında muhasebe ve gerekirse muaheze edecektir.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:434)
Ahir zamanda İslam ümmetinin başına gelecek en büyük felaket ve fitnelerden birisi zalim ve sapık-saptırıcı devlet reisleridir. Bundan dolayı halkların başlarında bulunan kişilere karşı çok uyanık bulunmaları icab etmektedir. Konu ile ilgili şu hadislere bir göz atalım:
“En çok korktuğum ümmetimin başına gelecek sapık devlet reisleridir.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:449)
“Benden sonra, ileride yalan söyleyip zulmeden emirler türeyecektir. Onların yalanlarını tasdik edip zulümlerinde onlara yardımcı olanlar, benden değil ve ben de onlardan değilim. (Kıyamet günü) Havzıma uğrayamazlar.” buyurmuştur. .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:452)
“Benden hemen sonra başınıza öyle devlet başkanları geçecek ki, bunlar sizin ve dininizin iyi görmediği bir takım işlerin yapılmasını emredecekler ve (sizin ve dininizin) çirkin gördüğünüz ahlak dışı bir takım ameller işleyeceklerdir. Bunlar sizin başınızda bulunması lazım gelen devlet ricali değildirler.” (Camiu’s-sağir.c.1,hds:456)
“Ümmetimi öldürecek kavgalardan, helak edecek düşmandan korkmuyorum. Fakat sapık devlet başkanlarının getirecekleri felaketlerden korkuyorum. Zira ona itaat etmiş olsalar fitneye maruz kalırlar, karşı gelirlerse onlar ümmetimi katlederler.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:467)
“Benden sonra öyle devlet adamları gelecek ki, dininizin ve sizin güzel gördüğünüz şeyleri çirkin, çirkin gördüğünüz şeyleri güzel göreceklerdir. Yani onlar kendilerine göre iyilikleri ve kötülükleri tayin edeceklerdir. Kim bunların isteklerine karşı gelerek onlara uymazsa iki cihanda kurtulmuş olur. Bunları terkeden selamete ermiş olur, kim de bunların (günah kervanına) karışırsa felakete sürüklenir.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:469)
“Benden sonra idarenizin başına öyle adamlar gelecekler ki, dininizin ve sizin kötü kabul ettiği şeyleri onlar iyi kabullenecekler, sizin iyi ve güzel kabul ettiğiniz davranışları da kötü sayacaklardır. Böyle bir kötü devre sizden hanginiz erişirse, Allah’a isyan edene itaatin olmayacağını bilsin.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:471)
“Her şeyi ifsat edecek bir bela vardır, bu dinin afeti de kötü idarecilerdir.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:475)
“Kim bu ümmetin başına amir olarak geçtikten sonra adaletten şaşarsa, Hz. Allah onu yüzüstü cehenneme atacaktır.” .”(Camiu’s-sağir.c.1,hds:479)
“Allah’a itaat etmeyene itaat olmaz.” (Camiu’s-sağir.c.1,hds:493)
Peygamber Efendimiz (sav) halklarına zulmeden idarecilerin akıbetini şu şekilde belirtmektedir:
“Müslümanların başına idareci olarak geçen kimse, kendi için istediği şeyleri Müslümanlar için istemez, onlara şefkat duygusu taşımazsa, cennetin kokusunu koklayamaz.” (Camiu’s-sağir. c.1,hds:496)
“ Hangi idareci, idaresi altında bulunanlara ihanet ederse cehennemdedir.” (Camiu’s-sağir.c.1,hds:497)
“Yönetiminde bulunan kimselere merhamet etmeyen, yöneticiye Cenab-ı Hak, cennetini haram kılar.” (Camiu’s-sağir.c.1,hds:74)
Zalimlerin yaptıklarına karşılık olarak nasıl bir sonla karşılaşacakları Kuran-ı Kerimde şöyle geçmektedir :
“Gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme. Çünkü onlar suda boğulacaklardır.” (Hud:11/37)
“Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! tut suyunu” denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cudi’ye oturdu ve “Zalimler topluluğu Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” denildi. (Hud:11/44)
Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. (Hud:11/67)
(Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir. (Hud:11/82-83)
(Azap) emrimiz gelince, Şuayb’ı ve onunla birlikte iman edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç (uğultulu) ses yakaladı da yurtlarında dizüstü çöke kaldılar. (Hud:11/94)
İnkâr edenler peygamberlerine, “Andolsun, ya sizi yurdumuzdan çıkaracağız, ya da bizim dinimize dönersiniz” dediler. Rableri de onlara şöyle vahyetti: “Biz zalimleri mutlaka yok edeceğiz.” (İbrahim:14/13)
Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları ancak, gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. (İbrahim:14/42)
Derken kendine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: “Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum.” (Kehf:18/35)
İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler… Helak edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik. (Kehf:18/59)
Sonra Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş halde bırakırız. (Meryem:19/72)
Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır. (Bakara:2/114)
İçlerinden her kim, “Allah’tan başka ben de şüphesiz bir ilahım” derse böylesini cehennemle cezalandırırız. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız. (Enbiya:21/29)
Ancak iman edip salih amel işleyen, Allah’ı çok anan ve haksızlığa uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar başka. Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir. (Şuara:26/227)
Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bak! (Kasas:28/40)
Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü de kendilerine yardım edilmeyecektir. (Kasas:28/41)
Bu dünyada onları lanete uğrattık. Kıyamet gününde de onlar iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır. (Kasas:28/42)
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. (Nisa:4/10)
Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup hakkını alan kimseye (ceza vermek için) bir yol yoktur. (Şura:42/41)
Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. (Maide:5/51)
İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. (En’am:6/129)
Konu ile ilgili ayet ve hadisleri incelediğimiz zaman zalimlere karşı uyanık ve dikkatli olmayı, onların zulüm sistemleri içinde erimemeyi ve onların zulümlerine sessiz kalmamak gerektiğini ve bunlarla her yoldan mücadeleye girmemiz gerektiğini görürüz konu ile ilgili kuranı kerimde şöyle buyurulmaktadır:
“De ki: ‘Ey kavmim (Ey kavmimin başına bela olmuş olan zalimler), gücünüz yettiğince yapacağınızı yapın, ben de yapacağımı yapıyorum. Yakında (dünya) yurdu(nu)n sonunun kimin olduğunu bileceksiniz. Muhakkak ki zulmedenler, kurtuluş yüzü görmezler!” (En’am: 6/135). Nitekim Allah-u Teâla arza salih kullarını varisci kılacağını müjdelemiştir.
“Elbette biz elçilerimize ve inananlara hem dünyâ hayatında hem de şahidlerin (şahidliğe) duracakları günde yardım ederiz.” (Gafir: /51)
“Gönderilen peygamber kullarımıza (ve peygamberlerin izinde olan salih kullara) şu sözümüz geçmişti: ‘Mutlaka kendilerine yardım edilecektir. Ve galip gelecek olanlar, mutlaka bizim ordumuzdur.”
( Saffat: 37/171-173 ). Vesselam .
Kim bu zamanda fetocu olmayanlari sucladiysa ve onlara magdurluk yapmayin fetonun algi operayonu yapiyorsunuz dediyse. O kimselerde fetocu olmadigi halde fetoculuk ile suclayanlari (devletin basindakiler) ve onlari destekleyen kisilerin , halka ihanet eden sahte hocalarin ve onlarin pesinden gidenlerin, dikdatorlerin belasini versin onlara destek veren isterse halkin yuzde 50 si olsa bile olsa insallah bu dunyada belalarini bulmazlar insallah ki ebediyen kalacaklari yerde acilari artararak azap gorsunler yaziklar olsun dikdatorlere 4 aydir insanlari magdur ettiniz fetocu olmayanlari fetocu ve vatan haini olarak ilan ettiniz sizlerin yuzunden 10bin kisi ve akrabalari ile birlikte milyonlarca kisiye zulum gosterdiniz. Allahim bu adeletsizlikleri goruyorsun onlara oyle bir azap ver ki her salisesinde bize yapilan zulumleri hatirlasinlar
Len daha size az bile yapılıyor ben olsam vatandaşlıktan bile çıkarırım..şuna bak ya yediği halta bakmaz devletini suçlar..biz sizin ne dümenler çevirdiğinizi de iyi biliriz..zamanında kul hakkı yerken bişey yok şimdi karşılığını görünce ağlayacaksın tabi işte buna ilahi adalet deniliyor..siz devlete yeterince hainlik ettiniz şimdi oturda yediğiniz kul haklarının hesabını nasıl vereceksiniz onu düşünün
Sen gerizekalı mısın evladım. Hukuk devletinde suçu kim işlerse ona ceza verilir. İslama göre bir gemide 10 kişi bulunsa ve 9 u idamlık olsa da 1 masum hatrına o gemi batırılmaz. Bir grupta itham yapılmaz. bir kişi dahi masum ise o kişinin hakkına girmiş olursun.
Lanet olsun Amerika lanet olsun rejim bu yazınız için çok tesekkur ederim tarik kardeşim
YAZINIZ ÇOK GÜZEL