Halk Haber'den...

Zafere Doğru

zafere-dogru

Zafere Doğru – Lokman Hikmet SEBAT
26 Mayıs 2000. Güney Lübnan’ın İsrail işgalinden kurtarıldığı gün. Bu kutlu günün yıldönümünde tüm dikkatlerimiz, Kurandaki Hizbullah ayetinin mücessem örneği olan Şanlı Hizbullahın kahraman komutanı, Fatıma’nın(sa) cengâver evladı Seyyid Hasan Nasrallahın yapacağı konuşmadaydı. Zira Nasrallah her konuşmasıyla zalimin tedirginliğini, korkularını arttırmakta, zalimi adeta öfkeden kudurtmakta, biz müminlere ise güven, ümit, cesaret, heybet aşılamaktadır.
Öyle tahmin ediyorum ki, Seyyidimizin konuşmasının özetini okumaya muvaffak oldunuz. Dün gece bu konuşmayı incelediğimizde geleceğe dair iki öngörünün dikkatimizi çektiğini söyleyebilirim. Bu yazıda bunları ele alacağız inşaallah. Nasrallahın konuşmalarına az çok aşina olanlar bilirler ki, bu Mübarek komutan her konuşmasında genel durum değerlendirmelerinin yanında, geleceğe dair müjdeler verir. İsrailin işgalci halkının dahi sözüne en güvenilir, sözünde yalan olmayan lider olarak gösterdikleri Hasan Nasrallahın bizim nezdimizde pek tabiidir ki değeri bunun çok çok üstündedir. Bu sebeple lafı daha fazla uzatmadan gelin müjdelere, Üstad Bediüzzaman’ın tabiriyle ihbar-ı gayba geçelim.
“Öncelikle bu zaferin, büyük ve tarihi bir kazanım olduğunu belirtiyoruz ve bu zaferin taşıdığı anlamı vurgulayarak “Büyük İsrail” projesinin çöktüğünü söylüyoruz.” İsrailin Güney Lübnan’dan kovulduğu gün Büyük İsrail projesinin çöktüğü gündü diyor Nasrallah. Bu öylesine bir bildiri ki, hâlâ bu saçma hayalin savunucuları varsa, hala böyle bir düşün hayaliyle yanıp kavrulanlar varsa, boşa ümitlenmemeleri gerektiğini öğretiyor onlara. Bu hayal, bu kokuşmuş proje, bu arzı mevud masallarının kullanım tarihi geçmiştir. Seyyid Nasrallah gerek İsrail’de şimdi bile ” acaba olur mu?” Beklentisi içinde olanların hayal kurarken bile ileri gitmemelerini anlatmış oluyor, gerekse bu lânetlik projenin İslam ülkelerinde hayata geçirilmesi için gece gündüz uğraşan gizli siyonistlere ” avucunuzu yalarsınız ” mesajını vermiş oluyor. Bilirsiniz bu projenin memleketimizde “Büyük Ortadoğu projesi” olarak adlandırıldığını ve kimlerin “Eşbaşkan” olmaktan gurur duyduğunu. İşte bu mesaj böylelerine de gelmiştir. Adeta Hasan Nasrallah:” Boşuna Kürtlerin hakkı, açılım süreci, barış görüşmeleri, özerk Kürdistan hikayeleriyle daha fazla milleti kandırmayın. Sizin Büyük İsrail cenini sakıtınız daha doğmadan geberdi Elhamdulillah.” demektedir.
İkinci olarak; Nasrallahın konuşmasında yer alan şu bölüm gerçekten dikkate şayandır. “Şunu belirteyim ki Suriye savaşı projesi başarısız olacak. Suriye, Direniş ekseni ve İslam ümmeti zafer kazanacak. Amerika’nın projesini ve düşüncelerini bize dayatmasına izin vermeyecek. Tüm gerçeklerin ortaya çıktığı gün tüm bölge halkları ve devletleri, direnmelerinden ve zaferlerinden dolayı gidip Suriyelilere teşekkür edecekler. Çünkü Suriye’nin direnişi ile hangi çevreleri def ettiği, başta Filistin olmak üzere tüm bölgeyi ne tür sonuçlardan koruduğu daha sonra ortaya çıkacak. Hatta, Suriye’ye komplo kuran devletler, gelip direnişlerinden ve zaferlerinden dolayı Suriye’yi tebrik edecekler. Şu an bizi Suriye’ye müdahale ettiğimiz için eleştirenler gün gelecek bize bravo diyecekler.”
Suriye’de süren savaşın ilk gününden beri zafer müjdesi veren bu Yiğidin, bugün gelinen noktada bunu hem pratikte hem de konuşmasında yinelemesi ne sevindiricidir. Büyük şeytan Amerikanın ve avanelerinin önüne dağ gibi dikilen İran-Hizbullah-İslami Cihad,Hamas Direniş Cephesi’nin köprüsü sayılabilecek ve stratejik konumuyla en önemli halkalarından biri olan Suriye Cephesi’nin düşürülmesi için, küfrün verdiği mücadele hepimizce malumdur. Ama Allaha sonsuz şükürler olsun ki, batılın bu saldırısıda def edildi ve Suriyede işin sonuna geliniyor. Bu zorlu deneyimin bize kazandırdığı en güzel şeyinse, Suriyenin direnen halkının ve ordusunun tam Hizbullaha dönüşmesi olduğunu söylemeliyiz. Bugün zalimi çılgına çeviren bir hadisede budur. Nereye elini atsa direnen halkın Hizbullaha dönüşmesi ve İmam Seyyid Ali Hamaneye bağlanması.
Seyyid Hasan Nasrallahın bu müjdesinin ardından söylediği şu teşekkür ve özür meselesi çok ilginç gerçekten. İş sonuca ulaştığında bölge halkları ve devletleri bize teşekkür edecekler. Bizi ne belalardan kurtardınız diye. Gerçekten de öyle değil mi kardeşlerim? Tarihte eşine az rastlanır bir savaş değil miydi bu? Hazırlıksız bir halkın bir anda, en modern silahlarla donatılmış, tepeden tırnağa vahşi olan, yamyamlıkları iliklerine işlemiş, kana susamış vampirleri bile dehşete düşüren bir güruhun istilasına uğraması. Neler görmedik, izlemedik bu savaş süresince. Vicdanımızın iflas ettiği ne anlar yaşadık. Sadece bir cümle hatırlama adına. Küçücük bir kızın gözlerini oyup, dilini kesip, tecavüz edip, sonrada öldürecek kadar sadist- psikopat- şerefsiz bir zihniyetin hakim olduğu yüzbinlercesinin Suriyeye, Emperyalist ve siyonistlerce salındığı bir savaş. İşte Nasrallahın kastettiği tamda bu. Suriyeye teşekkür edeceksiniz. Gerçeğin farkında olan bizler, bugün teşekkür etmiyor muyuz Suriyeli kahramanlara? Teşekkürler Suriyenin yiğid evlatlarına dünya halklarını bu taifeden kurtardığınız için, Teşekkürler canını seve seve veren Suriyeli şehidlere kanınızın her damlasını tarihin gördüğü-göreceği en adaletsiz savaşta Hak uğruna akıttığınız için ve Teşekkürler tüm yaşananlara rağmen ülkesini terketmeyip, halkını yüzüstü bırakmayan, direniş cephesini dahada güçlendiren Komutan Beşar Esada ve direnişe sadık tüm devlet yetkililerine bölge halklarınıda bu zalimce fitneden koruduğunuz için. El- hak tarih sizler gibi yiğitleri az görmüştür. Biz teşekkür sıramızı ilk günden savdık. Darısı uyuyan ve hala “Esad zalim” türküsünü çığıran gariplerin başına.
Ve son olarak;” Hatta, Suriye’ye komplo kuran devletler, gelip direnişlerinden ve zaferlerinden dolayı Suriye’yi tebrik edecekler. Şu an bizi Suriye’ye müdahale ettiğimiz için eleştirenler gün gelecek bize bravo diyecekler.” bu sözü unutmayın Kardeşlerim!!! Bu sözü unutma Ey Tarih!!! Amerika ve İsrailin çıkarları için Suriyeyi ateşe verenlere ve durmaksızın ateşi alevlendirenleredir bu söz. Suriyenin zaferini tebrik için kuyruğa girdiğini görür gibiyiz Süfyanilerin. Ümmetin varlıklarını yine onların yokoluşu için harcayanların düşeceği o halleri görür gibiyiz. Şam Emevi Camiinde bir Fatih(!) edasıyla namaz kılma(!) özleminde olan Siyonist cesaret madalyası sahiplerinin, ” biz ettik siz etmeyin.” dediklerini duyar gibiyiz. Ve yine görür gibiyiz Hizbullaha, Suriye direnişine destek verdi diye Hizbuşşeytan diyen şebeleklerin, yılışıkların tebrik mesajları yayınladığını. Köşe yazılarında Hizbullahı dilinden düşürmeyip, Suriye direnişinden sonra Hizbullaha demediğini bırakmayan, Mavi Marmara’da kamarasından başını bile dışarı çıkarmayan küstahların nasıl burnunun sürtündüğünü görür gibiyiz. Ve güneşin üzerimize doğuşu gibi bu sabah, İslam güneşinin aleme sunduğu sabahın geldiğini an be an görmedeyiz. Elhamdulillah min haza fadli Rabbi!!!

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Mazlumların ahı ulaştıkça Rabbimize, Rabbimiz cevap vermekte en sevdiklerinin eliyle. Miraçtan gelen müjde gibi, en sevdiklerini teskin etmekte. Ve bu yolun zaferler, fetihler dolu olduğunu müjdelemekte. Rabbim bizleri en sevdiklerinin yoluna iletsin inşallah. Onların dilinden bu müjdeleri duydukça daha da yollarına bağlanmayı nasip etsin inşallah. Amin.

  2. Üstad o şebeklere halkımız güzel bir söz söyküyorda şimdi yazsam hoş olmaz.
    Suriye meselesi bizim tatlı su islamcılarını, omurgasız islamcıları vd. islam kılıfındaki alçakları gün gibi açığa çıkardı.
    Aslında islamın dillerinden öteye gitmediğini, ümmeti kandırmak için dini kullandıklarını ve bunların aslında USA malı olduklarını kabak gibi ortaya çıkardı elhamdulillah.

    Bunların bir devrimin arefesinde evrilmiş müslüman kılıklı belamlar olduklarını bize gösteren Allah’a hamdolsun.

    Sizlerden de Allah razı olsun bizleri aydınlattığınız için.

    Mücadele azmini aşıladığınız için
    Selametle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu