YÖNETİM ERKİNDE MUHAMMEDİ(SAV) AHLAKIN GEREKLİLİĞİ – Cabir AÇIKSÖZ
YÖNETİM ERKİNDE MUHAMMEDİ(SAV) AHLAKIN GEREKLİLİĞİ – Cabir AÇIKSÖZ
“Muhakkak ki sen yüce bir ahlak üzeresin.” böyle der Cenab-ı Hak Kalem suresinde Muhammedul Emin(s.a.a) için. Ashabı O’nu yürüyen Kuran olarak tarif eder. Düşmanı olanlar dahi onun mertliğini, cömertliğini, güvenilir olduğunu bilirler, dillendirirler.
Siyer kitaplarında gerek Mekke dönemini gerekse Medine dönemini okuduğumuzda, Resul-ü Ekremin hayatının her safhasında ahlaki bir erdeminin rayihası eser yüzümüze, gönlümüze ve aklımıza.
Lakin hep atlanan ve bu yüzden maalesef Müslüman toplumların akıl tutulması yaşadığı bir hakikat vardır. O da Efendimizin Medine’deki on yıllık yaşamı boyunca bir devlet yönetiyor olduğu gerçeğidir. O bir Peygamberdir amenna, O bir zirvedir doğru ama O her anlamda, Kurani ifadeyle üsvetün hasene(en güzel örnek) değil midir?
Peki ya neden tırnak kesme adabında bile Onun sünnetine uymaya çalışan Ümmet, Peygamberin on yıl boyunca sürdürdüğü devlet başkanlığı sünnetinin gerekliliklerini inandıkları, oy verdikleri liderlerinden beklemezler? Heyhat ki heyhat!!!
Bu sıradan ve atlanılacak bir mesele değildir. Resulullah’ın yaşamının izdüşümünü bugüne yansıtmadığımızdandır hep zalimlere yönetimleri teslim etmemiz, zulümlere maruz kalmamız. Hep bu sebeptendir “tüh bu da iyi çıkmadı” deyip, rejimin bir başka dişlisinde çare aramamız. Müslüman bir lirasını bile yabana atmazken, devlet erkini nasıl olurda, Peygamberce bir hayat idealiyle dolup taşmayan ve onun yaşadığı gibi yaşama azminde olmayanlara emanet edebilir?
Aslında bu Resul-ü Ekremi doğru düzgün tanımadığımızı göstermez mi? Her Müslüman, Efendimizin Hz.Ömer’e hitaben söylediği:”Ya Ömer!İstemez misin dünya onların olsun,ahiret bizim.” sözünü bilir de, nasıl olur 700 bin liralık saati koluna takanlara güvenir? Her Müslüman, Efendimizin bir keresinde kızı Fatıma anamızın evine girdiğinde, gördüğü bir küçük perdeden ötürü evi terkettiğini bilir de, nasıl olur halkımızın çoğu yoksulluğun dibine vurmuşken, ayda binlerce lira maaş alıp her türlü sağlık, mesken, seyahat, yemek ihtiyacını devletin kesesinden sağladığı halde ayın sonunu zor getiriyoruz diyenlere inanabilir?
Sanıyor musunuz ki Resulullah Efendimiz yokluktan böyle yaşıyordu? Bilakis fetihlerin fetihleri kovaladığı o dönemde kazanılan ganimetlerin, toprakların, malların haddi hesabı yoktu. Ayrıca Peygamberimize, Allah’ın devlet başkanının tasarrufuna verdiği humus gelirleri geliyordu. Buna rağmen Resulullah dünyaya tamah etmiyor, sade bir yaşam sürüyordu. Ne sade yaşamı? Fakir bir hayat sürüyordu. Değil mi ki bu sebeple eşleriyle sorun yaşadı ve Ahzab suresi nazil oldu.
O Sultan-ı Enbiya, Nuru Dilara, Rasul-ü Sekaleyn’in tahtı-makamı üzerine yattığı hasırıydı ki izleri her uyandığında kaburgalarında belirirdi.O Habibi Zi Şanın sarayı, villası tek göz odalı Mescide bitişik eviydi. İmam Alinin ifadesiyle, Rasul-ü Kibriyanın karnı bir kere bile tam doymadı bu dünyada ve öyle göçtü bu dünyadan,aç bir şekilde. Aişe anamızın söylemiyle, aylar geçerdi ki Resulün evinde çorba pişmez,ocak tütmezdi. Kuru arpa ekmeğine talim ederlerdi.
İşte Resulullah, İslamda yönetim erkinin başında olan kişinin nasıl olması gerektiğini bizlere böyle öğretiyordu. Yöneticinin halkın kanını emen sülük değil, halkına hizmet eden bir nefer olması gerektiğini deklare ediyordu her gün,her doğan güneşle beraber tam on yıl boyunca. Sahi söyler misiniz bana, Resulullahın başka hangi sünneti bu denli uzun sürelidir ve dost düşmanın şahitliğinde olmuştur?Ve hangi sünneti böylesine ihmal edilmiş,unutulmuştur?
Ey Müslüman!!!Kendine şimdilerde kimi önder seçtiğine dikkat et.Ona uymayan ölçü hayat olsa teperim ilkesiyle bir ölç,tart peşinde gittiklerini.
Kendisine ceddi Muhammedi(s.a.a) örnek alan ve onun gibi devlet yönetirken dünya malına zerre ehemmiyet vermeyip bu dünyadan sade kefeniyle göçen İmam Humeyni’nin şu sözüne de bir kulak ver:
“Bu alemi terbiye etmek isteyenler,başkalarını terbiye etmeye kalkışmadan önce kendilerini terbiye etmelidirler.”
Bu Emevî Artığı RTE.ye Halk Yine Oy Verirse, Helak Olmayı Hak Etmiş Olacak, Oruçlar İnsanın Aklını Başına Getirir İnşallah.
Allah razı olsun . Size bu çalışmalarınızdan ötürü ecrini verisin.