Üçüncü Dünya Savaşı ve Direniş Medyası – Hüseyin Yahya CEVHER
Üçüncü Dünya Savaşı ve Direniş Medyası – Hüseyin Yahya CEVHER
Üçüncü dünya savaşının olanca hızıyla devam ettiğini bilmeyen yoktur herhalde. Geçtiğimiz günlerde bir karikatür[1]de üçüncü dünya savaşı betimlenirken kamera, mikrofon ve paranın kullanılması dikkatimden kaçmadı. Bazı yorumcular füzeli, tanklı global bir üçüncü dünya savaşı bekleyedursun cephedeki savaşlardan daha önemli bir hal alan medya savaşı gittikçe kızışıyor.
Özellikle direniş eksenine dört koldan yapılan saldırılar devam ederken, daha gencecik yaşında tüm dünya küfrüne meydan okumaya çalışan direniş ekseni ve medyası başarıdan başarıya koşuyor. Yeryüzüne yüce İslam dinini Süreyya yıldızından yeniden indiren müslüman Farisi yiğitler her kulvarda kurdukları çağdaş Medine İslam Devleti’ni geliştirirken medyaya ekstra bir önem vermiştir.
Dönemin şartlarına göre sürekli yenilenen ve geliştirilen direniş medyası tüm dünyadaki bilgi akışını tekeline almış olan siyonist medyaya kafa tutmaya devam ediyor. Tabii ki bu süreçte siyonist medyanın yüzlerce yıllık gücü ve mevcut etkinliği de inkar edilemez.
Son olarak Irak olaylarında siyonist medyanın çirkefliğini ve dezenformasyonun boyutlarını bir kez daha gördük. Koskoca Irak ordusunu bir avuç çapulcu karşısında kaçmış gibi gösteren siyonist medya ne yazık ki bazı hainler vasıtasıyla bu haberlerine bir nebze olsun doğruluk payı verdirmiştir. Geçtiğimiz dönemde Suriye başbakanı Riyad Hicab’ın görevini bırakıp ülkeyi terketmesini bilen bizler için Musul valisi başta olmak üzere bir grup komutanın vatana ihanet edip, satıp gitmeleri sürpriz olmadı zira tarihi incelediğimiz zaman nice öncü şahsiyetlerin çeşitli sebeplerle ihanet ettiğini görüyoruz.
Son ve taze gündem ise küresel siyonizm ve emperyalizmin çetesi olan ismini Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) şeklinde duyurarak halkların özlemi olan İslam devleti idealinden insanları soğutmaya çalışan vahşi, barbar, cani teröristlerin hilafet ilan etmesidir.
Irak ordusu ve gönüllü halk güçleri karşısında kevgire dönen teröristler siyonist medyanın kendilerine verdiği sınırsız güç ile kağıttan kaplan oldukları halde bir kaplan izlenimi vermeye devam ediyorlar. Fakat yüce Allah(cc)’ın yardımıyla kendi kısıtlı imkanlarıyla, olağanüstü samimiyetleriyle çalışan direniş ekseni medyası mensupları Büyük Ortadoğu Projesi(BOP) adı altında bölgemizi ve ülkemizi paramparça etmek isteyenlerin oyunlarını bozmaktadır. Hele hele siyonistlerin kurduğu planlar karşısında sorulan o müthiş sorular dilden dile aktarılmakta, kamu vicdanında bir ses oluşturmakta dolayısıyla hainlerin planları kursaklarından kalmaktadır.
10 Haziran 2014 günü IŞİD Musul’u ele geçirdi, şuraya yürüyor, buraya yürüyor tarzı balon haberlerini 3 haftadır ısrarla sürdüren siyonist medya gelinen bu noktada mecburen attıkları geri adımları açıklamak zorunda kalmış, direniş cephesinin sakin ve emin adımlarla yürüttüğü mücadele karşısında şok olmuştur. Zira kendilerini çok akıllı zanneden ve direniş ekseni’ni halen küçük görme gafletinde bulunan şer güçler siyonist yahudi Mesud Barzani ve emrindeki çeteye Kerkük’ü işgal ettirmiş, bir yandan da Türkiye’de açılım, bölünüm sürecinde yeni paketlerle halkın gündemine girmeye, utanmadan Irak zaten bölündü biz sonraki adımlara bakalım mesajları vermeye başlamışlardır.
Yaklaşık 4 yıldır devam eden Suriye olayları başladığı günden beri söylüyoruz, yine söyleyelim. Suriye yıkılmaz, Suriye parçalanmaz. Direniş Cephesi’nin onurlu bir ferdi olan Irak asla parçalanmaz. Çünkü direniş ekseni böyle istiyor. Bugün kim sırtını direniş eksenine dayadıysa onun için korku yoktur çünkü direniş ekseni sırtını Yüce Allah(cc)’a dayamıştır. Var mı yüce Allah(cc)’tan daha sağlam bir dayanak noktası?
İşinde, gücünde ekmeğinin peşinde olan gariban halkımız bunların yalan haberleriyle bile doğruya ulaştığından artık kendi kontrollerindeki haberlere bile ekstra sansür getirme gereği duyan halk düşmanları vatanımızı bölmeye çalışmakta, bunun da adımlarını sakin sakin atmaktadır. İşin ilginç yanı ise halkımızın olayları sessizce izlemesidir. Halkın nihai adımda nasıl bir tepki vereceğini halk düşmanları da bilmiyor, biz de bilmiyoruz 🙂 Zaten işi heyecanlı yapan kısım burası. Sonuç belli olmayınca her yeni güne bambaşka bir heyecan ile uyanıyoruz.
Bir gözlemimi anlatarak yazımı bitirmek istiyorum. En büyük amcam 71 yaşında tabiri caizse ejderha gibi adamdır. Geçtiğimiz günlerde görüştüğümüzde ilerlemiş yaşına rağmen dinamikliği bana yeniden heyecan vermiştir. Çocukluğumda en sevdiğim organizasyon bayramlarda en büyük amcama yemeğe gitmemizdi. Tüm sülale toplanır, gündem güncel kritik yapılırdı. Sabahın köründe başlayan bayram serüveni -takip edebildiğim tüm bayramlarda böyle olmuştur- amcamın komşusu ve amcamdan bir kaç yaş küçük Ali amcanın ziyaretiyle devam ederdi. Ne var canım bunda diyebilirsiniz, konumuzla alakalı olan kısmı Ali amcanın Kürt olmasıdır. Babam başta olmak üzere Ali amcadan küçük olan herkes elini öper, hayırlı bayramlar dileklerinde bulunur, Ali amcanın duasını alırdı. Biz Türküz, Ali amca Kürt. Ali amcanın ziyareti sonlandıktan sonra da amcam hemen iade-i ziyaret yapar, onun evine gider, onu evinde bayramlardı.
Halkımızın durumu bu. Bu sadece benim bulunduğum bölgeye has bir durum değil. Hakkari’den Tekirdağ’a; Ardahan’dan Muğla’ya ülkemizin her yerinde durum budur. Aksini ispat edebilen varsa buyursun, dinleyelim.
Hal böyle olunca son günlerde “bağımsız kürdistan” söylemlerini dillerinden düşürmeyenlerle halkımızın-Kürt, Türk farketmez- hiç işi olmaz. Kardeşim oturduğun yerden ahkam kesme bu ülkede siyonist yahudi Barzani’ye aşık olanlar var diyebilirsiniz. Evet olabilir. İşte onların halkımızla hiçbir ilgisi yoktur. Onlar bilinçli bir şekilde siyonizme uşaklık yapan hain ve yalakalardır. Ne olursa olsun Türkler’in de bu devletin yetkilileriyle herhangi bağı yoktur, Kürtlerinde. Kürtlere yapılan zulüm Türklere yapılmamış mıdır? Reyhanlı’da katledilenler Kürt mü? Soma’da katledilenler Kürt mü? Güngören’de katledilenler Kürt mü?
Gün Kürt, Türk vb. ırk isimlerini bayraklaştırma günü değil. Gün İslami Vahdet çerçevesinde direniş eksenine yardımcı olma günüdür. Ülkemizi siyonistlerin elinden alarak direniş eksenine bir halka yapma günüdür. Vesselam.
[1] https://www.halkhaber.org/2014/06/30/karikatur-ucuncu-dunya-savasi/