Halk Haber'den...

Resulullah(sav) Soma’da Olsaydı Ne Olurdu? – Cabir AÇIKSÖZ

resulullah-somada

Resululullah(sav) Somada Olsaydı Ne Olurdu? – Cabir AÇIKSÖZ

Acımız büyük, hem çok büyük. Soma’da yaşanan bu facia milletçe karalara boğdu bizi. Evine helal ekmek götürmenin davasında olan, elbiseleri kara gönülleri pak madenci kardeşlerimiz bizi yasa boğdular. Acılar madenine dönen kalbimizde bugün daha derinlere inildi. Her acımızı olduğu gibi bunu da yazdık bir köşeye. “Vallahu azizun zuntikam” zırhına büründük bekliyoruz.

Çok şükür ki Allah’a, milletimiz bu olayı öyle kolay kolay geçiştiremeyeceklerini tüm süfyanilere sosyal medyadan, sokaktan her platformdan iyice bellettiler. Yine hadisenin ilk anlarından itibaren yazar kardeşlerimiz, hocalarımız kalemlerine sarıldılar ve madenciliğin tarihi sürecinden, bu elim olaydaki yaşananlardan, halkımızın tepkisinden Allah razı olsun bizleri haberdar ettiler. Bu sebeple benim bugün konu edineceğim mesele(diğer yazılarımıza aşina olanlar bilirler) bir zihniyet sorgulaması, tarihsel bir izdüşüm yapmak olacaktır.

Bugünkü yazı tekniğimizi sorular üzerine bina edeceğiz. Sadece soracağız. Cevapları bünyesinde taşıyan sorular soracağız.Başlayalım isterseniz. Resulullah eğer bugün yaşıyor olsaydı ve böylesi bir facia vuku bulsaydı ne yapardı? Nasıl davranırdı? Resulullah Efendimiz bu madeni ve daha nice madenleri, fabrikaları zengin para babalarına, ensesi kalınlara, göbeği şişkinlere satar mıydı? Mazlum halkların alınteriyle ve işgücüyle gökdelenler inşa eden bu mahlukatları nereye koyardı Resulullah? İşçiyi, emekçiyi karın tokluğuna, komik maaşlarla hemde en zor ve tehlikeli işlerde, güvenlik önlemlerine uymadan çalıştıranlara müsade eder miydi acaba? Sınıfsal ayrımın bu denli keskin olduğu bir duruma müsade eder miydi? Deyin bana Allah aşkına böylelerini başına tac mı ederdi, yoksa yerin dibine mi sokardı? Mekke’nin en kodaman müstekbirlerinin yüzüne hakkı haykıran, Ebu cehilin yakasına yapışıp bir yetimin hakkını arayan ve aristokrasiyi ayağının altına alan Putkıran İbrahimin torunu Muhammedül Emin ne yapardı?

Hadi diyelim sorularımız cevabını buldu. Haklar verilmiş, Sınıfsal adaletsizlikler kalkmış, maaşlar dolgun, herkes memnun, önlemler en iyi şekilde alınmış ama bir kazadır olmuş, Resulullah o zaman ne yapardı? Camide bir dostunu bir vakit göremediğinde soran ve hasta olduğunu öğrendiğinde cübbesini bile giymeyi unutarak dostunu ziyarete koşan Nebi ne yapardı? Bir çocuğun kuşu öldü diye ona başsağlığına giden, duygularını paylaşan Elçi ne yapardı? Maden Ocağı’na koşup o yaralı kalplere derman olmaz mıydı, yaralarını sarmaz mıydı? Bilmem kaç liralık parlak mı parlak takım elbiseleriyle, korumalarıyla olayı uzaktan uzaktan izlemekle yetinenler gibi mi yapardı yoksa her işte ashabına yardım eden, mescide çamurdan kerpiç yapıp, taşıyan(hem de bu olay 54 yaşındayken oluyor), Medine’nin en korkulu savaş günlerinde yalın kılıç geceleri nöbet bekleyen Resulü Ekrem üstünü başını değişip, kara madene mi girerdi? Yine Resulullah bugün olsaydı ağlamaz mıydı kardeşlerim? Gözyaşının bile sultanı olan o Biriciğimiz, Efendimiz gözyaşlarına boğulmaz mıydı? Ya da söyleyin ekranlara gülücükler dağıtan, kameralarla oynayan, yada konuşma yaparken bile yüzünde üzüntünün zerresi olmayan ve utanmadan hala haklılığını savunan, ” bu işin doğasında bu var” diyecek kadar alçalan kişiler gibi mi olurdu? Ve son olarak, Resulullah bugün yaşasaydı ve Somaya gitseydi nasıl karşılanırdı, nasıl uğurlanırdı? Katil diye mi bağırırdı halk, yoksa canlar sana feda olsun diye mi? Marketlere mi sığınırdı, yoksa mahzun gönüllere mi misafir olurdu? Koruması binlerce asker, polis mi olurdu yoksa merhamet dolu kalbi mi? Allah aşkına deyin ne olurdu?

Bu soruları bir düşünün kardeşlerim, iyice bir düşünün şimdi.

Related Articles

9 Comments

  1. Sen neyin kafasini yasiyorsun ? Bu nasil bi kiyastir sen kim le kimi karsilastiriyorsun ne curetle bunu yapiyorsun bu ve bunun gibi yazilarinizla islama hizmet ettiginizi mi sanıyorsunuz yazik vallahi cok yazik …

    1. Anlamak istediginiz gibi anlamissiniz. Ben burda bir kiyas degil ornek almaktan bahsedildigini dusundum. Allahin adaletiyle yaklasmali, birileri cok asiri varlik icinde yasarlen birileri cok zor sartlarda kalmamali. Allah nimetini vermisken kul kendisininmis gibi davranmamali. Yuce Resul insanlara Rabbimiz tarafindan ornek olmak icin gonderildi. Tum insanlardan yuceydi ama uzak degildi. Bizzat bizler icin mucadele etti. Simdi birileri cikip biz nasil dersek oyle olur diyemez. ALLAH nasil derse oyle OLUR. Ben bunu anladim bu yazida. Daha cok anlamlar var ama yazmakla bitmez.

      1. Kiyas yanlis diyorum bende kiyas ta hata var diyorum anlatilmak istenen olmasi gerekenlerde turkiyede yasayan vicdan sahibi herkesle ayni fikirleri tasiyoruz zaten.Biraz daha farkli bakabilirseniz ne demek istedigimi anlarsiniz.siz boyle kiyas yapiyosunuz ya o zaman siz gitseydiniz yardima yada sizin hocaniz her kimse o gitseydi bi sey yapabikecekmiydi o kadar insan vefat etti kurtulacaklarmiydi .BI dusunun neyi kim ile kiyasliyorsunuz…

        1. Alper Kaya, kyas yanlış diyorsun.Kimle kıyaslasın o zaman yazar? Allahın emrine göre tek ölçü peygamber değil mi? Birinin doğruluğunuda onu düşünerek ölçüp tartmak gerekmiyor mu? Peygamberi 1400 sene evvline hapsettiğimizden değil mi zaten başımıza gelenler. ibret alamamız. Peygambere göre değerlendirseydik bize önder diye sunulanları, bu hallere düşürmiydik?

  2. Ya Rasulullah(sav)’ın evladı, Hz. İmam Seyyid Ali Hamaney, Bem kentinde depremzedeleri ziyaret ederken, bizlere Rasulullah(sav)’ın bir ayinesi olmamış mıydı? Hz. İmam Humeyni vatanın öz evlatları tarafından vatanına getirilmemiş miydi? Hz. Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi İstanbul’da “Zalimler için yaşasın cehennem” diyerek yürümeye başladığında, onun samimiyetini gören İstanbul halkı arkasında kalabalıklar halinde sokaklara düşmemiş miydi? Rasulullah(sav)’tan gelen bu miras, evrensel bir ölçüyle, zamanımızın Evlad-ı Rasulullah olan Mehdivari zatlarında (Rehber İmam Ali Hamaney ve Hasan Nasrullah) ve insanlığın yetiştirdiği onurlu şahsiyetler olan Morales, Mudaro gibi şahsiyetlerinde bilmüşahede görülmektedir, çok şükür. İnsanlık düşmanları olan zalimler ve eli kanlı katiller acılı insanların içinde ancak huzursuzluk ve kaygı ortamı oluştururlar. Onların ayak bastıkları yerlerde ancak öfke ve gerilim yaşanır. Yaşattıkları bu huzursuzluk, kaygı, korku ve gerilimler de aslında onların içinde ve kalplerindedir. Allah o zalimlerin şerlerinden tüm mazlumları ve mustazafları muhafaza etsin. Allah Soma’lı ailelerin acılarını hafifletsin. Kaybettikleri canlarına gani gani rahmet etsin. Geride kalan acılı yakınlarına, eş ve evlatlarına sabırlar versin. Amin. Amin. Amin.

  3. Allah razı olsun CABİR, Resulullah (S.a.V) yok ama biz de onun ümmetiysek! bu yapılanların hesabını soracağız, gerekirse kanımız da boğacağız onları..
    Teşekkürler HalkHaber..

    1. bu yazıyı ilk okuduğumda kimle kim kıyas ediliyor böyle dedim. ama sonra insan hayat ölçüsü bildiği peygamberini bilmeli ki yanlışı ayırt edebilsin diye düşündüm. bu anlamda çok faydalı olmuş sağolun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button