Peygamberler ve Evrensel Değerler – Cabir AÇIKSÖZ
Peygamberler ve Evrensel Değerler – Cabir AÇIKSÖZ
Rabbimizin Kuran’ı Kerim’de peygamberleri anlatırken kullandığı dil ne kadar da içten,sıcak ve naiftir.’Kitapta Musayı da an’ birçok peygamberin öyküsüne böyle başlar Allah. Hani candan bir dostla hatıralardan konuşurken, filanı da unutmayalım deriz ya, işte Cenabı Allah’ın bu ayeti böylesi bir misalden çok daha özeldir şüphesiz.
‘Kitapta İbrahimi de an’. Yani sözün tamda burasında İbrahimi hatırlamazsak olmaz. Çünkü O ne kadar da bana bağlıydı, dürüsttü, Nebimdi. Bu anış ölümsüz olan bir dostun, dostlarını hiç unutmadığı gibi,kıyamete değin gelecek tüm insanlığa da unutturmamasıdır.
Allah’ın bu sadık, vefalı, sabırlı dostlarının içinde öyleleri vardır ki,yaşadıkları dönemde onların davetine inanan insanlar bir elin parmaklarını geçmez. Peygamberlerin içinde çok az Peygamber vardır geniş kitlelere çağrılarını duyurup yankısını alabilen.
Birçok Peygamber mübarek hayatları boyunca hep horlanmış, dışlanmış, taşlanmış ve hakeza.. Fakat Kurani nazarla baktığımızda sayısal çoğunluğun Allah katında hiçbir öneminin olmadığını, bilakis az ama öz diye tabir ettiğimiz durumun Allah katında geçer akçe olduğunu görüyoruz.Örneğin İsmail Peygamberden şöyle bahseder Cenabı Hak:’İsmail sözünün eri, Rasül ve Nebiydi. ‘İsmail Nebi,çölün ortasında annesiyle yaşayan ve Cürhum adlı bir küçük kabileden başka çevresi olmayan bir insan. Koca tarihin içinde kısacık bir zaman, ufacık bir mekan. Haliyle bu Peygamber kaç kişiye seslenebilirdi ki veya koskoca tarih denizinde kaç kulaçlık yer kaplayabilirdi ki diye düşünmüyor değil insan.Oysa Allah için, İsmail o denli yüce imana ve ahlaki meziyetlere sahipti ki, onun zamanı, zemini, hitap ettiği kitle hepsi önemsizleşiveriyordu. Bu hakikati iyi anlamamız ve analiz etmemiz gerekiyor.
Bizlere şirk cephesi tarafından dayatılan tarih ve tarihi kahramanlara karşı Allahu Teala daima Peygamberlerini anlatıyor bizlere.Bize ezberletilen taş devirleri, avcı toplumlar, krallar, şahlar tarihine karşı Rabb’imiz tertemiz Rasullerinin Tevhidi mücadelesinden ve insanı gerçek anlamda özgür kılacak her türlü anlayışdan bahsediyor.
İşte evrensel değer budur.Bizlere rol-model diye yutturulanları elimizin tersiyle itip, Rabbimizin bize rol-model olarak sunduğu Peygamberlere göre bir bakış açısıyla yaşayabilmektir aslolan.İşte o zaman önümüze çıkan kişileri ve durumları değerlendireceğimiz sağlam bir ölçümüz olacaktır.İşte o zaman evrensel yani her daim genel-geçer olan nedir? Sorusuna şu cevapları verebileceğizdir.
Kalabalıkların yalancı olduğu bir yerde,İsmail gibi doğruluktan sapmamamızdır evrensel olan.
Yığınların hırsızlaştığı bir dünyada, Şuayb gibi helal kazançla yetinebilmeyi fazilet bilmemizdir evrensel olan.
Ne kadar zor durumda olursak olalım Nemrutların karşısında, İbrahim gibi zalime ‘Sen zalimsin’ diye haykırabilmemizdir evrensel olan.
Zamanenin kendisine her taraftan açık ve gizli, fısıltıyla ve ya avaz avaz:’Seni ve senin davet ettiğin yolu kabul etmiyoruz.’ Demelerine karşın,her sokağı zulme çıkan o çağa, kokuşmuş fikirlerine ve yönetimlerine tam 950 sene boyunca bıkmadan usanmadan tek alternatif olarak Hakkı anlatan Nuh misali sabrı-direnişi kuşanabilmemizdir evrensel olan.
Ve iş başına geldiklerinde ekini ve nesli yok edenlere,sömürdükçe semirenlere,çaldıkça çalanlara,kendini ilah sayanlara ve tüm Süfyanilere inat Muhammed Mustafa gibi kupkuru arpa ekmeğini sirkeye bandırıp,sonrada ‘sirke ne güzel katıktır’ deme bilincini gönüllerimizde,yönetimlerimizde yaşatabilmemizdir evrensel olan.
Bu sırra ereceğimiz gün anlayacağız, Allah’ın durmaksızın Peygamberlerinden(Allah’ın salât ve selamı onlara olsun) övgüyle,aşkla bahsetmesini ve Kuran’ı Kerim’in hemen hemen her sayfasında bizlere, onların o saf-duru-mükemmel yoluna götüren bir iz sunmasını..
O gün anlayacağız..
Ne mutlu bu gerçeği tüm hücreleri ile anlayanlara, ne mutlu bu evrensel olan yaşantı tarzı ile yaşayanlara. Allah bizlere de böyle bir yaşam nasip etsin. Allah razı olsun güzel bir hatırlatma olmuş. Allah yolunuzu açık etsin