MUHAMMEDİ(SAA) SEVGİNİN BEŞ HALİ – Cabir AÇIKSÖZ
MUHAMMEDİ(SAA) SEVGİNİN BEŞ HALİ – Cabir AÇIKSÖZ
Sevgiyi yaradanın adıyla!
Sevgi, yoktan var edenin, alemin mayasına işlediği rahmetin adıdır. Sevgi, merhametlilerin merhametlisinin severek yarattığı Muhammed’in(saa) hammaddesidir. “Muhabbetten Muhammed oldu hasıl. Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl?” sırrınca Muhammedi atan her kalbin cevherinde sevgi kaynar, sevgi taşar aleme. Ne var ki, kalplerin Muhammedi bir edayla atması için bazı şartlar vardır. Allah Azze ve Celle’nin sevgisini kazanmanın bahsedilecek şartları gerçekleştirmekten başka bir yolu yoktur. Bu ilahi sevgiye mazhar olmanın ve bu sevgiyle likaullah ile ebede değin müşerref olmanın, Allah onları sever hitabına muhatap olmanın, onlar da Allah’ı sever lütfuna ermenin şartları beştir.
Evvela; İlahi sevgiyi kastetmek gerekir. Yani sevgiyi, niyet etmek gerekir. Niyet ettim İlahi sevgiyi kazanmaya dediğin an, “Lebbeyk” diyeceğin bir buyruk çıkar önüne. “De ki; Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah’da sizi sevsin.(Al-i İmran 31)” Niyetlenilen bu huzur ve mutluluğun tek sağlayıcısı olan sevgiyi kazanmanın girizgâhı, Muhammed Mustafa(saa)’ya ittiba etmektir her koşulda. Bu iş açık bir kapı bırakılmayacak kadar kesindir. “Öyle yaşayın ki, sizi görenler Resulullah’ı hatırlasın(İmam Humeyni)” kıvamına gelene dek sürmeli uğraşın.
Saniyen; sevginin adresini öğrendiğinde vuslat için yürüyüş başlar. Bir anlamda Hicret’in başlar sevgiye. O dem önüne “Müminlere karşı alçak gönüllüdürler(Maide 54)” imtihanını vermen gerektiği hakikati çıkar. Bu ilahi ferman, kardeşliğin, diğergamlığın, beraberliğin, kardeşlerini kendi nefsinden önde tutmanın, isarın, fena fil ihvan olmanın, bir bedenin uzuvları gibi Mümin kardeşlerinin derdiyle dertlenmenin, tevazuda tıpkı verimli bir toprağa, cömert bir rüzgara benzemenin, cidalden kaçınmanın, velhasıl şu evren gibi Vahdeti tüm kapsamıyla hayata geçirmenin fermanıdır. Ve Muhammedi sevginin yer ettiği bir kalpten, burcu burcu rahmet saçılmalı Müslüman kardeşlerine.
Salisen; şimdi vakitler sevgide karar kılmayı gösterir. Sevgide karar kılmak kararlılık gerektirir. Bu ise sana sevginin hiç görmediğin bir yüzünü gösterecektir. Salt tozpembe, uyduruk, masalsı bir sevgiden bahsedilmediğini anlaman gerekir artık. Her güzel şeyin olduğu gibi vardır bu en güzel sevginin de amansız düşmanları. Hem öylesine acımasız ve hainler ki daima pusuda beklemektedirler ve fırsatını bulduğunda bir kaşık suda boğacaklardır bu sevgiyi. Hiç birşey gelmese ellerinden küçümsemeyi, alayı, kınamayı marifet sayar bu Hakikat düşmanları. Öyleyse İlahi sevgiyi kazanmak için sarfettiğin tüm çabalarını, niyetini, yürüyüşünü darmadağın edecek düşmanını tanı ve bu düşmanı alt edecek çareyi dinle şimdi. “Kafirlere karşı izzetlidirler. Ve Allah yolunda cihad ederler. Ve kınayıcının kınamasından korkmazlar(Maide 54)” Düşmanın Hakkı örtenler. Kendilerine örttükleri gibi, sana, bize, herkese örtmek isteyenler. İlahi sevginin cennet asa iklimini zemheriye çevirmeye ahd edenler. Sevgi vadilerinde karar kılman için yolun bellidir. Bu sevgi, merhamet düşmanlarına karşı bir an bile tebessüm etme, bir an bile gaflete düşme. İzzetini kendine kalkan et. Ve tüm boyutlarıyla bir mücadeleye giriş bunlarla, sevgiyi var edenin adıyla. Korkma sonra hiçbir kınayıcının kınamasından. Korkma ip gibi dizilip aynı meydanda ve aynı istikamette yürüyen çelişki yumaklarından. Korkma küfrün tek millet olduğunu haykıran Resul-i Ekrem’in(saa) nuraniyetini ve aziz hatırasını incitmeye çalışanlarından. Hem niye korkulur ki huzurun otağında mesken tutmuşken? Göğsün yarılıp, Hakka açılmışken kulak mı duyar kem söz, göz mü görür Allah’ın boyasından başka? Aşığın maşuğun rengine boyanması ne hoştur. Muhammedi yarınlara yürürken Ümmet, kininden sağa sola saldıranların öfkesinden gebermesini görmek ne hoştur!
Rabien; Bu aşama alemi saran İlahi sevgiden, kıyamete dek sürecek bir türevine kalbini açmandır. Muhammed’in mübarek dilinden Kurani bir hitapla, şahsi bir sevginin ötesinde ilahi sevgiyi doğuracak bir sevginin izharının zamanıdır şimdi. “De ki: Sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim, ancak yakınlarıma sevgidir..(Şura 23)” Bu Kurani hitabı destekler Resul nice beyanla. Bir tanesi şöyle ki; “Nimetleriyle sizi beslediği için Allah’ı sevin. Beni de Allah sevgisi için sevin. Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin(Tirmizi menakıb)” Hedef İlahi sevgi. Kim sevilecekse Allah için sevilmeli. Kime uyulacaksa Allah için uyulmalı. Allah namına alınmalı, Allah namına verilmeli. Ilahi sevgiyi bize öğreten Muhammed(saa) sevilmeli, Muhammed(saa) gibi sevilmeli. Ve Muhammed(saa)’i bize bazen sözle, bazen suskunlukla, bazen barışla ve bazen kanla anlatan Ehl-i Beyt sevilmeli, Muhammed’in sevdiği gibi sevilmeli. Ali’yi sevmeli Mümin, Kuran’ın tevili yolunda savaştığı için, Fatıma’yı sevmeli Mümin kucağında Kevser ırmağını taşıdığı için, Hasan’ı sevmeli Mümin fitnenin kol gezdiği diyarlarda sabrı öğrettiği için, Hüseyin’i sevmeli Mümin hürriyetin ne paha biçilmez bir hazine olduğunu öğrettiği için, Humeyni’yi sevmeli Mümin yaşanan onca sevginin bir masal olmadığını ispatladığı için, Seyyid Ali’yi sevmeli Mümin milyonlara İlahi sevgi yolunda niyetlenip, yürüyüp, karar kılmayı yaşattığı için(Allah’ın selamı hepsine olsun).
Hamisen; Sevginin beşinci şartı en yalın haliyle sevgidir. Sevgi bir sıralama değildir. Sevgi andır. Sevgi haldir. Sevginin beşinci şartı, dört şartı birbirine meczetmektir. Sevgi ya olmaktır ya olmamak. Ya vardır ya yoktur. Batılın iltibas ettiği sevgi içine pislik bulaşmış su gibidir. Ne temizdir artık ne de temizleyici. İlahi sevgi katışıksız olmalıdır. Ve sevgi, kastettiğin bu Muhammedi yolda, ihvanlarınla yürüyüp, karar kıldığın tüm küfür artıklarından temizlenmiş sevgi arzında, Ehl-i Beyt güllerinin rayihasına kendini adamaktır. İşte bu ne kutlu, ne mübarek bir sevgidir. Bu özüne işlenen rahmetin beyanıdır.