Zülfikar DOLUNAY

MUAMMA İNSANLAR-FLU(BUĞULU) KİŞİLİKLER – Zülfikar DOLUNAY

muamma-insanlar-flu-bugulu-kisilikler

MUAMMA İNSANLAR-FLU(BUĞULU) KİŞİLİKLER – Zülfikar DOLUNAY

Flu-buğulu kişilik ve kara kutu misali muammalı bir yapı, insanın kendini gerçekleştirmesi ve sosyal açıdan bir değer elde etmesinin önündeki en büyük ve zor aşılabilir engelidir.

Böyle insanların ne kendine hayrı vardır ne de içinde bulundukları sosyal çevrelerine bir hayırları vardır. Ne istediklerini ve ne yapmaları gerektiği ile ilgili net bir görüşleri düşünceleri yoktur tüm hayatları kararsızlıklar okyanusunun büyük dalgaları ile mücadele etmekle geçer. Kendilerine ait hayatlarını düzenleyici prensipler bütünlüğüne sahip değillerdir bundan dolayıdır ki günü birlik-eyyamcı hatta saati saatini tutmayan bir yaşam trendi ile boğuşma içerisindedirler.

Çok düşünceli ağır hareket eden kendince tedbirli gibi görünen akıllı izlenimi verdiğinin aksine tam bir duygusalcı şaşkın, kararsız, hikmetten bi-haber, şüphelerin vesveselerin esiri ve çok basit hesapların kurbanıdır ki bazen sessizliğini bozarak ani hareketler ve arşimet tarzı heyecanlarla coşkularla da çıplaklığını unutarak meydana atlayabilir kendince orjinal!! yaklaşımlar sunabilir. Bu yaklaşımlar yine de kendi sığ düşüncelerinin bir ürünü olmaktan öteye geçmez. İşte bundan dolayı asıl hedefler ve meselelere eğilmek ulaşmak yerine hep kendi orjinal!!!??? fikirlerini gerçekleştirmeye çalışır ve sürekli hata yapar…

Bu insanların geçmişten gelen derin bir yaraları vardır ki “yaram içerden” cinsinden olup çocukluklarının belli sürelerinde ya itilmiş kakılmışlardır ya da fikirlerini beyan etmeye zemin bulamamış sürekli kendi iç devinimlerinin esaretinde kalmışlardır. Böyle kişiler kendilerini geliştirmeye yetiştirmeye ve gerçekleştirmeye ortam bulamadan büyümüş belki de üniversite mezunu da olmuş iyi bir meslek edinmiş de olabilirler. Ancak hem mesleklerinde pek başarılı olamazlar hem de bulundukları ortamda sürekli bunalım takılan, gecesini gündüzüne kattığı halde anlaşılamayan kendini anlamayanların, kıymetini bilemeyenlerin içinde eriyip gitmiş gibi izlenimler sunarlar. Hayatları, dışarıdan bakıldığında koşuşturma ile yüksek enerji harcayarak çalıştıkları görünümüyle geçmektedir fakat gerçekte koca bir okyanusta dalgalar içinde hangi yöne gitmesi gerektiğini dahi bilemeyen, kararsızlıkta bocalayan buna rağmen sürekli hareket halinde dönüp dolaşan bir gemiyi anımsatır. Bunların en büyük hayali fikirlerini rahatlıkla hiç bir çekince hissetmeden söyleyebilecekleri ve uygulatabilecekleri bir muz cumhuriyeti kurabilmektir. Bunlar Afrika’nın bir köşesinde kendi kabilesine emir verip uygulatabilen çadır sahiplerine büyük bir imrenme hali yaşarlar ki kendi bulundukları ortamda böyle bir yapı oluşturmak için hiç bir çabadan kaçınmazlar bin bir türlü maskeleri bin bir türlü gerekçeler ve bahaneler içerisinde özel bir yetenekle gizleyerek sunarlar.

Normalde çok huysuz, merhametsiz, vurdumduymaz, inatçı, dağıtıcı, somurtkan, kinci bir tarzı varken bazen basit hesapları gereği güler yüzlü, toparlayıcı, iş bitirici (gerçekte ise iş bitirdiği falan yok), halim selim, esprili havalar estirmeyi de ihmal etmezler.

Pasif-agresifte diyebileceğimiz bu kişilik bozukluğu, bir fikir ve hareket ve cemiyet için en yıkıcı, sekteye uğratıcı en tehlikeli problemdir. Böyle kişileri Allah(cc) ıslah etsin onlarla birlikte yaşamak zorunda olanlara Allah(cc) yardım etsin çokca sabır ve sevaplar versin…

Bu konuyla ilgili bir şiirle yazımıza son verelim.

NEFSİNE RAM OLMUŞ KİŞİ…!

Nefsine ram olmuş kişi…Hak rızayı gütmez kişi…
Çatlatır sabır taşını…Madalyasız yapmaz işi…

İki yüzlü şahsiyetsiz…Vurdum duymaz merhametsiz…
Hiç düşünmez nedir diye…Şöhret-peresttir himmetsiz…

Riya, kibir, egoistlik…Var mayasında narsistlik…
Ne kadar da öğüt alsa…Meziyetidir hep cinslik…

Yalancıdır bahaneci…İntikamcıdır çok kinci…
Yorma kendini zorlama…Moral bozmada birinci…

Ne öldürür ne güldürür…Sürüm sürüm süründürür…
Çalışmayı murdar edip…Aşkı şevki de söndürür..

İş güzarlıktır mesleği…Tersten de giyer gömleği…
Hikmet arama boşuna…Labirentlidir feleği…

Tek silahı suskunluktur…Garip garip durgunluktur…
Deve atlar mı hendekten…Sana kalan yorgunluktur…

Net değil fikr-i sezilmez…Maskeli surat görülmez…
Dostlar hep pazar da görür…Lakin hesabı bilinmez…

Suyu yokuşa vurdurur…Yavaşlatır hem durdurur…
Bulmacayı çözemezsin…Çalışmış gibi koşturur…

Bin dereden su getirir…İşi yapmaz gün bitirir…
En erken desen kınayı…Düğünden sonra getirir…

Kalbi hakta karar etmez…Zanneder ki zarar etmez…
Kırk tilkiden ilham alır…Yanar döner belli etmez…

Arsız pişkin bak kendine…Cevir etmek ne haddine…
Sarıldın hile okuna…Oklar döndü hep kendine…

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button