KİTABI TERSTEN OKUYANLAR – Ahmet Yasin YİĞİTOĞLU
KİTABI TERSTEN OKUYANLAR – Ahmet Yasin YİĞİTOĞLU
Kitap okuma hususunda insanlar birkaç sınıfa ayrılır. Bazısı hiç kitap okumaz. Bazısı kitap okuduğunu zanneder. Bir kısmı da kitabı ya ortasından ya da tersten okur. Gerçek manada kitap okuyanlar ise pek azdır. Bu tespitler genel manada kitap okuma için geçerli olduğu gibi yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim için de geçerlidir.
Bir kısım insanların Rahman’ın insanlığın kurtuluşu için indirmiş olduğu kitap ile hiç işleri olmaz. Onu okumadıkları gibi anlamak için de çaba göstermezler. Bir kısmı da kitap okuduğunu zanneder. Zira bunlar kitabı hakkıyla okumazlar. İşin içinde ya gösteriş vardır ya da okuduklarını eyleme dökmeme. Okurlar ama bununla yetinirler. Amel noktasında herkeslerden geri kalırlar. Dolayısıyla kendilerini aldatmaktan öteye geçemez bu okumaları. Bir grup da vardır ki bunlar kitabı ortasından okurlar. Yani kitabın işlerine gelen kısımlarını alırlar ama işlerine gelmeyen kısımlarıyla ilgilenmezler hatta kitabı yok sayarlar. “Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir” (Bakara 85) ayet-i kerimesi tam da bu noktaya işaret etmektedir. Bir de kitabı tersten okuyanlar vardır ki en az öncekiler kadar tehlikelidirler ve akıbetleri de onlardan aşağı değildir. Kitabı tersten okuyanlar yani ilahi mesajı yanlış anlayanlar. Yani anlamak istedikleri gibi anlayanlar. Peki, kimlerdir bunlar:
Ak göründüğü halde katrandan daha kara olan, nura adavet ederek dünyayı karanlığa boğmak isteyen tayfa; adı hak olduğu ve halkın karşısına hak ve adalet elbisesiyle çıktığı halde batıl sözün mübelliği olan tayfa, hakkı batılla sunan tayfa kitabı tersten okuyan tayfadır.
ABD ve İsrail gibi şer odaklarının zulmü ve küfrü aşikâr olduğu halde mazlum Müslüman ülkelere cihada(!) gidenler; Mescid-i Aksa işgal altındayken saraylardaki pardon külliyelerdeki mescitlerde namaza duran ve kıbleyi dahi doğru tayin edemeyenler; secde vakti kıyamda, kıyam vakti secdede olanlar; faizi bereket, korkaklığı cesaret, zinayı özgürlük, lüks yaşamı ihtişam ve izzet görenler kitabı tersten okuyan zümrenin önde gideni arkada kalmayanlarıdır.
Tüm müminleri kardeş eden ilahi fermana rağmen Şii’yi tekfir eden de Sünni’yi tekfir eden de; Musa’yı sevdiğini söyleyip Firavun’a biat edenler de kitabı tersten okuyanlardır.
Kâbe işgal altında ve kana boyanmış vaziyetteyken Ebabilleri bekleyen milyonlar, ülkesinde insanlar açlıktan kırılırken sırf gösteriş amaçlı kırk kez hacca giden sahtekâr dalkavuklar; Allah’ın ordusu diye şeytanın hizbine asker toplayanlar; Muhammedi ordunun yok olması için dua eden çağdaş Bel’amlar; adalet deyip zulme alkış tutanlar kitabı tersten okuyanlardır.
Kur’an bize yeter diyerek sünneti ve mücessem sünnet olan Ehl-i Beyti yok sayıp kıymetini düşürmeye çalışanlar yani “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr 7) ayetini görmezden gelenler; Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler; Sahip Zaman’ı beklediğini söyleyip Firavni saraylarda önüne atılacak kemiği bekleyenler; Yezit’e lanet okuyup çağdaş Yezitlere methiyeler düzenler; apartman seçimlerine dahi şirk deyip belediye reisi olanlar; bir kereden bir şey olmaz diyerek çocuk istismarına göz yumanlar hatta göz yummaktan öte ülkenin dört bir yanına yayılması için yarış içine girenler kitabı tersten okuyanlardır.
Kitabı tersten okuyanlar, en nihayetinde tersten okuya okuya inkâr aşamasına gelirler. İnkârı aleni olarak söylemeye güçleri yetmediğinden kitabına uydururlar. İşte en tehlikeli olanları bunlardır. Bunları anlatmak ansiklopedik bir çalışma gerektirdiğinden şimdilik bu meseleden sarfı nazar ediyoruz. Ancak son olarak şunu diyoruz: Aslında kitabı tersten okuyanlar, kitabına uyduranların da kitabı inkâr edenlerin de ta kendileridirler.