Yazarlar'dan...

İt ürür kervan yürür – Gazi DİRENEN

itururkervanyurur
İt ürür kervan yürür – Gazi DİRENEN

İnsanlık tarihi hep bir mücadelenin izlerini taşımaktadır ve bu izler her dönem kendisine yenilerini de katıp kemalleşerek zirveye doğru ilerlemektedir. Mücadelenin olmadığı bir an ve mekan bulmamız mümkün değildir, çünkü mücadele insanın fıtratında vardır. Ve bu yeryüzü bir imtihan alanı olduğu için mücadele kaçınılmazdır. Günümüz mücadelecileri de atalarından devraldıkları davalarını en samimi şekilde yürütme gayretindedirler. Ve bu mücadele kıyamete kadar da devam edecektir. Dedik ya mücadeleler kemalleşiyor ve zirve yapıyor, işte şuanda da zirvenin yaşandığı bir mücadelenin içinde buluverdik kendimizi, gerçekten çok zor bir mücadele. Aynı teknoloji gibi büyüyen bir durum, düşünün ilk telefonla şimdiki telefonu karşılaştırın aradaki fak ne kadarda çok işte şuan biz mücadelenin zirvesini görmekteyiz. Bu şu anlama gelmesin; eskilerdeki mücadeleleri basite alıyoruz, kesinlikle hayır ama şu bir gerçek ahir zaman en büyük savaşların verileceği bir zamandır ki çoğu peygamber bu zamanın fitnesinden Allah’a sığındığı gibi bu zamanda da yaşamak istemiştir. Çünkü bu zamanın kafiri tam kafir mümini de tam mümin olacaktır. Kendini fitne fücurdan korumuş, günahlardan uzak durmuş ve tam anlamıyla bir müvahhid olmuş birisi gerçekten gıpta edilecek birisidir. Ve gerçekten de eskiler günümüz hak yolcularına gıpta ile bakmıştır. Allah bizi o kişilerden eylesin inşallah.

Ahir Zaman’ın en büyük mücadelesi özelliklede son 4 yıldır tavan yapmış durumdadır. Ve bu savaşın sonucu dünya tarihinde büyük bir yer edinerek dünyanın seyrini değiştirecek niteliğe haiz özellikleri içerisinde barındırmaktadır. Çünkü batıl taraf işin sonuna geldiklerinin farkında olup bir varlık yokluk mücadelesi vermektedir, bu sebeple de ellerinde ki bütün imkanlarını kullanmaktadırlar. Ateşli ve ateşsiz bütün silahlar meydanda kendini göstermektedir. En etkili silahlardan biride tabi ki ateşsiz olan ama atom bombası niteliğinde ki medya silahıdır. Özelliklede münafık tiplemelerin medyayı da yanlarına alarak oluşturduğu cephe hak tarafının karşısındaki en önemli karargahı oluşturmaktadır. Silahlı düşmana mücadele vermek bir yönden kolay olmaktadır sinsi düşmana mücadele vermekten. Bu mücadeleyi vermek her kişinin harcı değildir er kişinin harcıdır. Ama bu mücadele Allah’ın izni ile çok süper bir şekilde verilmektedir, her türlü fitne, fesat, desise, yalan ve dolana rağmen. Batıl tarafı özel yetiştirilmiş ölüm komandolarını devreye soktuğu gibi, yine çocukluklarından bu yana özel yetiştirilmiş iyi ürüyen elemanlarını da devreye sokmaktadırlar. Bilmektedirler ki bu iyi ürüyenler sayesinde savaşın gidişatı değişecektir. Halkların kandırılması ve topyekün bir savaşa girilmesi ancak ve ancak kaliteli ürüyenlerle olur. Öyle ürüyecekler ki anında koskoca bir ülkenin gündemi değişecek, düşman dost ilan edilecek, dost düşman ilan edilecek, olmayan savaşlar(Kobani) var gösterilecek ve bu savaş üzerinden büyük bir propaganda ile yoluna azimli adımlarla devam eden bir ülkenin işgaline zemin hazırlanacak. Öyle bir propaganda ki ülkenin bütün gündemini oluşturmaktadır. Bunların bu kadar gündem yapması aslında işin içinden çıkamadıklarının göstergesidir. Her gün yeni bir adımla gündemi Suriye’ye müdahale eksenine getirmektedirler. Planlarının tutmadığını şu örnekle açıklayalım isterseniz; Şuan Türkiye’de tahmini 800 bine yakın kişi bedelli askerlik çıkması durumunda faydalanacak durumdadır ve bu rakama ailelerde eklendiği zaman yaklaşık 4-5 milyon kişi bu çıkacak yasadan etkilenmiş olacaktır. İster istemez en az bu sayıda kişinin gündemine girmiş bulunmaktadır, bu sayıda kişinin de beklediği bir gelişme gerçekten önem arz etmektedir. Başbakanın, bedelli askerlikle ilgili bir soruya bölgenin içinde bulunduğu şu dönemde gündemimizde bedelli askerlik olamaz cevabı, halkımızın çokta gündemine almadığı Kobani gündeminin kendilerince ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için yapılan bir açıklamadır. Halkın önemli bir kesiminde şu algıyı oluşturmak istemişlerdir; “adamlar kesin çıkacak denilen bedelliyi bile arka plana attılar demek ki bölgede önemli şeyler var onun için başka konuları gündem yapmıyorlar”. Halkı bu ayara getirip Suriye’ye müdahalenin ön hazırlığı yapılmaya çalışılmaktadır. Tabi ki bu niyetler sadece ve sadece niyetten ibarettir, bir icraat yoktur. İcraat gene Suriye cephesindedir. Dedik ya “it ürür kervan yürür” Suriye düşmanları en son model sinsi planlarını devreye sokarken Suriye cephesi de boş durmamakta ve ülkesini istila etmiş katliam çetelerini bertaraf etmek için kararlı adımlarla ilerlemektedir. Suriye için, Esad artık piyasada yok, kimseyle savaşmıyor köşesinde oturuyor, halk IŞİD tarafından katliam ediliyor, Suriye’de savaş sadece kuzeyde var, oda IŞİD ve PYD arasında, güneyde savaş mavaş yok algısını oluşturmak isteyen düşmanlara Beşşar Esad en büyük darbeyi birkaç gün önce vurmuştur ve fitneleri yerin dibini boylamıştır. Kaplan lakaplı General Suheyl Hassan komutasında ki Suriye askerleri Hama’nın Morek beldesini teröristlerden tamamen temizlemiştir ve hiç durmadan İdlib’e doğru ilerlemektedirler. Morek savaşı yaklaşık 2 yıldır amansızca devam etmekte iken Esad savaşı bıraktı diyenlerde bu bölgenin kurtulması şok etkisi yaratmıştır. Bu durumda göstermektedir ki Suriye inandığı yolda azimli adımlarla ilerlemektedir. Burada şu konuyu da aydınlatmış olalım, Suriye ordusu ülkenin sadece ortasında ve güneyinde değil her bölgesinde mücadelesini vermektedir. Kuzeyde de IŞİD’e karşı mücadeleyi PYD değil Suriye ordusu vermektedir. PYD göstermelik IŞİD düşmanıdır, gerçekte IŞİD=PYD dir.

Suriye gündemini takip edenler bilmektedir ki Suriye’de her gün en az birkaç bölge teröristlerden temizlenmektedir. Ve ben inanmaktayım ki yakında Morek bölgesinin kurtarılması gibi daha da önemli bölgelerden zafer haberleri alacağız. Çünkü Morek’in kurtarılması teröristlerin belini iyi kırmıştır, Morek bölgesi Şam-Halep yolu üzerinde olduğundan ve teröristlerin İdlib tarafından Türkiye’den aldıkları yardımın önü kesilmiş durumdadır.

Morek Zaferi bize göstermiştir ki hak tarafının mücadelecileri kendilerinden beklenen adımı atmışlar ve birileri ürürken onlar yollarına koşar adımlarla devam etmişlerdir. Batıl taraf ise bir darbe daha alarak vücutlarındaki kanı tüketmekte ve müjdelenen sonlarına doğru yaklaşmaktadırlar. Rabbim bizi yeni zaferlerle mutluluğa eriştirsin ve içinde bulunduğumuz şu muharrem ayında Hz. Hüseyin’in kanının yerde kalmayacağını ve Yezit’lerden bu kanın öcünün alınacağını bir kez daha bize göstersin.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu