Irak’ta neler oluyor? Nuri el-Maliki’yi yakından tanıyalım – Hüseyin Yahya CEVHER
İran, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün olmayan bir coğrafyalar bütünüdür. Bir kademe yukarıya çıkarsak bu gruba Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan’ı da dahil edebiliriz. Demek istediğim bu ülkelerde olan olaylar diğerlerini dünya üzerindeki diğer ülkelere göre çok daha fazla etkiler.
Konumuz Irak. Özellikle son günlerde Irak cephesinde müthiş bir hareketlilik var. 2011’in sonu itibariyle işgalci Büyük Şeytan Amerika ve avanelerinin tahakkümü bittikten sonra Irak hızla yaralarını sarmaya başladı. ABD ile bir güvenlik anlaşmasının imzalanmaması ve Iraklı direniş gruplarının yılbaşı itibariyle(2012 yılı) bir tek ABD askerini dahi görmek istemiyoruz, aksi olursa ortalık karışır tehditleri gerekli noktalara ulaşmış; 2003 yılında başlayan Irak savaşı 2011 itibariyle sona ermiştir.
Özellikle son 3 yıldır Suriye meselesiyle beraber Irak’ta sık sık gündeme gelmekte zaten her gün bombalarla sarsılan ülke daha büyük bir kaosa, bölünmeye belki yeni dış müdahalelere maruz bırakılmak istenmektedir. İşte bu süreçte takip edebildiğim kadarıyla hal, hareket, tavır ve siyasetiyle Nuri el-Maliki, İslam ümmetinin ve Irak halkının faydasına yerinde kararlar alarak fitneleri bastırmakta, kargaşaları önlemektedir. Bu durum özellikle İslam Deccalı olan Süfyan başta olmak üzere küresel siyonizm, Arz-ı Mev’ud ve 225 milyonluk dünya hayali kuranlar için oldukça rahatsız edici olmaktadır. Bu yüzden ülkemizdeki siyonist medya sürekli sürdürdüğü yalan, iftira ve karalamalarına bir kademe daha gaz vermişken bizim de Irak’ta neler olduğuna bakmadan Nuri el-Maliki’yi ve onun bağlı bulunduğu hareket olan İslami Dava Partisi’ni biraz daha ayrıntılı tanımamız gerektiğini düşünerek edindiğim bazı bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.
1957 yılında kurulan İslami Dava Partisi veya İslami Davet Partisi gizli, hücre-temelli yapısı ve disiplinli hareketiyle Saddam Hüseyin rejiminin en büyük muhalifiydi. Liderliğini Şeyh Arif el-Basri’nin yaptığı hareketin ruhani liderleri Muhammed Bakır es-Sadr ve Ayetullah Uzma Muhsin el-Hekim idi. 1970’li yıllarda hareketin yönetimini üstlenen Ayetullah Kazım el-Hairi ise İmam Humeyni(ra)’ye yakın bir isimdi. Ayetullah Kazım el-Hairi aynı zamanda Mukteda es-Sadr’ın da hocasıdır. Şu anda da İran’da yerleşik bulunan Muhammed Mehdi Asıfi, Muhammed Ali Tahsiri ve Seyyid Kazım el-Hairi hareketin önemli yönlendiricilerindendir. Ayrıca Saddam rejimi yıkıldıktan sonra öncü şahsiyetlerden İbrahim Caferi ve Muhammed Bekir el-Nasiri Irak’a dönerek aktif olarak siyasete girmişlerdir. İslami Dava Partisi kurulduğu günden beri Irak’ta bir İslam devleti tesis etmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Nisan 1980’de Saddam rejimi hareketin öncülerinden Muhammed Bakır es-Sadr ve kızkardeşi Bintül Hüda’yı şehid etti. Bunun yanı sıra onbinlerce müslümanda Saddam rejimi tarafından periyodik olarak şehid edilmiştir. Lübnan’daki Hizbullah hareketinin oluşumunda da bazı Dava Partisi mensuplarının bulunduğu iddia edilmektedir. İslami Dava Partisi, ABD’nin Irak işgaline başından beri karşı çıktı. İslami Dava Partisi’nin etkili şahsiyetlerinden ve Londra bürosu başkanı(1989-2003 yılları arasında) olan İbrahim Caferi müthiş bir siyasetle Geçici Koalisyon Yönetimi’ne girmeyi kabul etmiş daha sonra ise 3 Mayıs 2005 günü İyad Allavi’den başbakanlığı almış yerini Nuri el-Maliki’ye yani İslami Dava Partisi’nin Suriye bürosu başkanı ve tavizsiz görünümlü kanadının temsilcisi Cevad el-Maliki’ye teslim etmiştir.
Nuri Kamil Muhammed Hasan el-Maliki (Ebu Esra) 1950 yılında Babil eyaletine bağlı Hille şehrinde doğdu. Evli ve dört çocuk babasıdır. Arap dilinde master yaptı. Eğitim Bakanlığı’nda 1970’li yılların sonuna doğru Hille’de memur olarak çalışmaktaydı.
Nuri el-Maliki(Suriye’de Cevad el Maliki, İran’da Seyyid Muhsini isimlerini kullandığı belirtiliyor) ki aşireti olan Beni Malik kendisini büyük İslam kahramanı, Hz.Ali(as)’nin yakın arkadaşlarından Malik’ül Eşter Nehai’ye nispet etmektedirler, İran İslam İnkılabı’nın kuruluşuyla birlikte İran’a giderek 1987 yılına kadar Dava Partisi’nin silahlı kanadının sorumluluğunu üstlendi. O zaman askeri kanadın adı Dava Partisi şehit Sadr Alayı ismini taşımaktaydı. Askerler Ahvaz şehrindeki İran Devrim Muhafızları Tugayı kara kuvvetleri üslerinden Ramazan üssüne bağlı Şayur adlı ana kampta konuşlanmaktaydı. İran-Irak Savaşı esnasında Maliki’ye bağlı mücahidler Irak toprakları içinde eylemler yapmaktaydı. İran Devrim Muhafızlarının gözetiminde bu güçlerin gerçekleştirdiği eylemlerin direk liderliğini Maliki yürütmekteydi.
İran’dan sonra Suriye’ye geçen Nuri el-Maliki burada El Mevkıf adlı gazeteyi çıkardı. Suriye’de bulunduğu dönemlerde İslami çalışmalarını sürdüren Nuri el-Maliki, Şam’da bulunan Seyyide Zeyneb türbesi civarında esnaflık yaparak geçimini sağlamakta ayrıca bu çevrede faaliyetlerini sürdürmekteydi. Bu süreçte Lübnan’la da irtibatlı olan Nuri el-Maliki özellikle Emel Hareketi liderleri ile ilişkisini sürdürmekteydi. Saddam Hüseyin rejimi devrildikten sonra muhalefet konferanslarında partisinin temsilciliği, geçici hükümet konseyinde görevli üyelik, Baassızlaştırma hamlesinde başkan yardımcılığı, geçici milli mecliste başkan yardımcılığı, Irak milli meclisinde güvenlik komisyonu başkanlığı, Anayasanın hazırlanması komisyonu üyeliği görevlerinde bulundu.
2003-2004 yılları arasında ise Baassızlaştırma hamlesinde başkan yardımcılığı yaparken Saddam Hüseyin rejiminde görev almış tüm artıkları temizleyerek yerlerine vatanına bağlı, halkına sadık kişileri getirmeye çalışmıştır.
30 Ocak 2005’te Irak meclisindeki güvenlik komisyonu başkanlığına seçilen Nuri el-Maliki terörle mücadele kanunu adlı önemli bir adım attı. Bu kanuna dayanarak Irak’taki İran İslam İnkılabı muhalifi ve Büyük Şeytan Amerika uşağı Halkın Münafıkları unsurlarını elinden geldiğince tasfiye etti. Daha sonraları ise başbakanlığı döneminde Halkın Münafıkları(Halkın Mücahitleri) örgütünü tamamen Irak topraklarından kazıyarak bu fitneci ekibin yeryüzüne dağılmasına vesile oldu.
20 Mayıs 2006 günü İbrahim Abdülkerim Hamza El Aşakir El Caferi’den Irak başbakanlığı görevini alan Nuri el-Maliki, 21 Aralık 2010 günü yeniden Irak hükümetini yönetme yetkisini almıştır. Günümüzde de halen Irak başbakanlığı görevini sürdürmektedir.
Başbakanlığı döneminde korsan İsrail ile tüm resmi ilişkileri yasaklayan Nuri el-Maliki özel teşebbüslerin bile korsan İsrail firmaları ile ilişkilerini yasakladı.
28 Mayıs 1998 günü söylediği “Muhakkak ki İmam Humeyni İslam’ı karanlık dehlizlerden çıkardı ve onu yeni bir ruhla diriltti.” sözü kendisinin İmam Humeyni(ra)’ye ve onun kurduğu İslam İnkılabı’na bakışını ortaya koymakta ve bizim kendisi hakkında vereceğimiz kararlarda bağlayıcı olmaktadır.
(Not: Irak’ta bir çok İslami hareket ve değerli şahsiyet bulunmaktadır. Bu yazımızda ancak bu kadarına yer verebildik.)
Bu kadar bilgilendirmeden sonra gelelim Irak’ta neler olduğuna…
Mart 2011’de aleni olarak hedef alınmaya başlanılan Suriye’den sonra hemen hemen her gün Irak fitnesi ne zaman başlayacak diye diken üzerinde duruyorduk. Zira Suriye yönetimini hedef alan ana mihraklar Türkiye-Katar-Suudi Arabistan aynı şekilde Irak’ı da hedef almakta hatta Türkiye daha da ileri giderek Iraklı teröristbaşı hakkında arama kararları bulunan Tarık el-Haşimi’ye yardım, yataklık ve koruyuculuk yapmakta, üstüne üstlük Türkiye yönetiminin başındaki kişi efelik, külhanbeylik tarzı tavırlarla Irak’ı tehdit etmekteydi. Son 3 yıldır belki de en ciddi hareketlenme geçtiğimiz hafta yaşandı.
2013 yılının son günlerinde Irak ordusu ülkedeki Amerikan uşağı El Kaide teröristlerine indirdiği darbeleri sertleştirerek çok sayıda teröristi ve bir çok üst düzey terör liderini öldürdü. Irak güvenlik güçleri Suudi Arabistan istihbarat şefi Bender bin Sultan’dan direk emirler alarak Irak halkının kanını döken milletvekili Ahmed el-Alvani’nin Ramadi’deki mekanına baskın yaparak Ahmed el-Alvani’nin kardeşi ile beraber 5 korumasını öldürdü. Bu sırada Ramadi kentindeki fitnecilerin protesto çadırları söküldü. Operasyonları protesto eden Irak meclisindeki Amerikancı -ki kendisi güya Şii’dir- İyad Allavi güdümündeki, Meclis Başkanı Nuceyfi’nin liderliğini yaptığı Muttehidun Bloku üyesi Şii ve Sünni görünümlü ama hepsi Amerikancı ve İslam düşmanı 44 milletvekili istifa etti. Bu esnada da ülkenin farklı noktalarında her zaman olduğu gibi bombalar patlamaya devam ediyordu.
İşte tam böyle bir ortamda Irak başbakanı Nuri el-Maliki çelik bir iradeyle, müthiş bir soğukkanlılıkla terörle mücadelede kazanılan başarıları açıklayarak, ülkenin bölünmez bütünlüğünden vazgeçilmeyeceğini, fitnecilere taviz verilmeyeceğini kesin bir dille açıkladı. Aynen 3 yıldır küresel emperyalizm ve siyonizmi beyefendiliği, mücadeleci ruhu ve sakinliği ile çatlatan Beşşar Esad misali İslam İnkılabı çizgisindeki şahsiyetlere yakışır bir edeb ve şecaat ile…
Irak başbakanı Nuri el-Maliki’nin mücadelesine vatansever Sünni aşiretler destek vermiş, binlerce gönüllü genç fitneci teröristlerle savaşmak için silahlanmış dolayısıyla uzun zamandır gerçekleştirilmek istenen mezhep savaşı fitnesi yine Sünni aşiretlerin çabaları ve Iraklı yetkililerin akıllı siyasetleri ile engellenmiştir. Allah hepsinden razı olsun.
Bu süreçte en komik olan durum ise Irak’taki terör saldırılarının bir numaralı sorumlularından Interpol tarafından aranan ama Türkiye’de rezidanslarda, resmi korumalarla gezen uzun süredir ülke dışından bulunan eski cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık Haşimi’nin -sembolik- istifası oldu. Gülelim bari 🙂
Irak ordusu bir hafta içerisinde müthiş bir kararlılıkla İslam’ın çelik yumruğunu fitneci teröristlere indirerek havada ve karada ciddi operasyonlarla dış merkezlerin müthiş bir şekilde paniklemesine sebep olmuştur. Ülkemizdeki medyada ise belli merkezlerde hazırlanmış standart haber metinlerinden başka ciddi bir yorum bulunmamaktadır. Bu aslında 3 yıl öncesinde uçan, kaçan, bir saate Şam’a giren, üç güne Suriye’yi işgal eden tiplerin ağızlarının ne denli yandığını göstermektedir. Düşüncemiz ve Yüce Allah(cc)’ın yardımıyla gerçekleşecek olan İslam aleminin huzuru için fitnenin kökünü kazımaya çalışan güçlerin başarıya ulaşacağıdır.
Başladığımız gibi bitirirsek İran, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin birbirinden ayrılmaz muhteşem bir direniş ekseni olmuştur. Bu eksende İran İslam İnkılabı’nın çizdiği rota harici hiçbir hesap gerçekleşemez. Bunun sebebi de İran İslam İnkılabı’nın dünya müslümanlarını ve mustazaflarını kuşatıcı politikası ile İslami Vahdeti tesis etmek istemesindendir.
Yüce Allah(cc) bu zorlu zamanlarda inkılabi siyasetçilere güç, kuvvet, sekinet ve sabır versin.
Vesselam.
Bizi bilgilendirdigi için allah kardeşimizden razı olsun
selamunaleyküm
imam humeyni “kuduse giden yol kerbeladan geçer” diyerek ırak ile ilgili bize büyük bir müjde vermiştir.
ırak imam alinin,imam hüseyinin,ve imam humeyni nin memleketidir zira bu şahsiyetler ömürlerinin önemli bir kısmını burada geçirmişler ve mücadelelerini burada sürdürmüşlerdir.
ırak velayeti fakihe bağlı ulemanın kontrolünde sağlam adımlarla ilerlemektedir ve büyük bedeller ödemiş çok ciddi bir islami hareket geçmişi vardır.dolayısıyla şam da bozguna uğrayan deccal ve avanesi ile tekfirci-elkaideci yecüc mecüc fitnesi inşallah burada tarihin çöplüğüne karışır gider.allaha emanet olun.vesselam
Allah razı olsun. Siyonistler medyaları aracılığı ile ırak işgalinde ırak halkını devamlı kötülediler saddam gitti amerikaya hoşgeldin dedi gibi yalanlarla ırak halkını tamamen onursuzlaştırdı! fakat bilinmelidirki ırak halkı ekranlara yansımasada tabir yerinde ise ABD nin ağzına tükürmüştür, nasıl Lübnan hizbullahı İsraili bitirdiyse Irak hizbullahıda ABD yi bitirmiştir. işte Malikide bu kahramanlardan biridir. Allah ondan razı olsun. İnşallah şimdide teröristleri tamamen ülkelerinde bitirecektir
Allah razı olsun çok ciddi,acil ihtiyaç olan bir konuya değinmişsiniz