Irak elden gidiyor mu?
Irak elden gidiyor mu? – Hüseyin Yahya CEVHER
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) isimli melun terör örgütü Irak’ın Anbar vilayetine bağlı Ramadi ve Felluce’de aldığı ağır darbeler ortadayken, adeta yok olmak üzereyken birden nasıl binlerce kişilik kuvvet bulup Irak’ın Ninova ve Selahaddin vilayetlerine ve özellikle Ninova eyaletinin başkenti Musul’a göz dikti ve bir gecede ele geçirdi?
Lübnan, Suriye, Irak bölgesinde devlete ve halka karşı savaş açmış bütün teröristler isimleri farklı farklı da olsa tek merkezden kontrol edilmektedir. İran İslam İnkılabı çizgisindeki Direniş Ekseni ülkeleri olan Lübnan, Suriye, Irak yönetimleri ve halkları terörizmin çirkef yüzüyle sürekli karşı karşıya bırakılarak İslam İnkılabı çizgisinden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadırlar.
Irak tarih boyunca büyük acılara sahne olmuş bir alan, özellikle aşiretçilik ve mezhepçiliğin etkili olduğu bölgeler var. Mensubu olduklarını iddia ettikleri mezheple ve İslamla kesinlikle alakası olmayan teröristler Büyük Şeytan Amerika ve bölgedeki uşakları eliyle sürekli Irak’ı karıştırmaya devam etmektedirler. Irak sahip olduğu doğal kaynaklar, genç nüfus ve direnişçi güç kapasitesiyle terörizm fitnesiyle uğraşmadığı takdirde Ortadoğu’nun yıldızı olabilecek kapasiteye sahiptir. Amerika’nın ülkeden kovulmasının ardından kendini toparlamak için sürekli çabalayan Irak özellikle Kuzey Irak’ta çöreklenmiş Kürt görünümlü siyonist çete reisleri ve ülkenin batısında bulunan Sünni görünümlü siyonist aşiretler yüzünden başarısız olmaktadır.
Irak’ın başının belası terör saldırılarının sorumlusu en başta dünyadaki tekfirci terörün finansörü ve organizatörü Suudi Arabistan’dır. Irak ile Suudi Arabistan’ın çok uzun bir sınırının olması, bölgenin çöl olmasından dolayı kontrolünün zorluğu ayrıca Anbar eyaletindeki vatan haini bazı aşiretlerin desteği sonucunda ülkedeki kaos bir türlü bitirilemiyordu. Özellikle son 6 ayda Irak ordusu Anbar eyaletinde çok ciddi operasyonlar yaparak adı önemli olmayan teröristlere ciddi manada kayıplar verdirerek seslerini kesmişti. Komşu ülke Suriye’nin içerisinde bulunduğu savaşın 4.yılında devam etmesi tekfirci terörün bulaştığı yerden kolay kolay sökülüp atılamayacağını bizlere göstermiştir. Özellikle Irak sınırına yakın bölgedeki Rakka ve Deyrozzor’daki bazı bölgelerin hala tekfirci teröristlerin elinde olması da dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir konudur.
Irak’ın kanayan yaralarından biriside ülkenin kuzeyinde yer alan Duhok, Erbil, Kerkük, Süleymaniye eyaletlerinde özerk bir yapılanma olarak devam eden Irak Kürdistanı diye adlandırılan başında Kürt görünümlü siyonistlerin bulunduğu yapıdır. Uzun yıllar önce Irak’ın başına bela edilmiş bu siyonist çete reisleri özellikle ABD’den bölgede de Türkiye’den ciddi destek görmektedir. Irak yönetimi ise Türkiye halkının zarar görmemesi için aynen Suriye yönetimi gibi Türkiye yönetiminin yaptığı bu hareketlere tepki gösterirken ne yazık ki eylemsel bir icraat gösterememektedir.
Irak başbakanı Nuri el-Maliki -ki kendisini ve “Irak’ta neler oluyor? Nuri el-Maliki’yi yakından tanıyalım” başlıklı yazımızda[1] bir nebze anlatmıştık. Sıcak gündemde o yazınında güncelliğini koruduğunu belirtir, okunmasını tavsiye ederiz.- görevde bulunduğu süre boyunca sürekli olarak Irak’ın bütünlüğünü savunmuş yok olmuş, işgal edilmiş Irak’ı söz sahibi bir Irak yapmak için çalışmalarını sürdürmektedir. İran İslam İnkılabı ile Filistin-Lübnan direnişi arasındaki köprü görevini başarıyla yürüten Irak bu süreçte kendi içinde de gelişimini sürdürmektedir. Kuzey Irak’taki siyonistlerin başına buyruk hareketlerini engellemek ve bugünleri öngörerek güvenliği sağlamak için oluşturulan Dicle Operasyon Gücü sürekli Barzani ve ülkedeki fitneciler tarafından hedef alınmakta, görevini yerine getirmemesi için müthiş çabalar sarfedilmekteydi.
Bugün gündemde olan Ninova, Selahaddin ve Diyala eyaletleri hem Kuzey Irak bölgesine komşu, hem de Anbar eyaletine komşudur. İkisinin tam arasında kalmaktadır. Dolayısıyla bu bölgenin bir şekilde Irak’ın elinden alınmasıyla alanın kurtarılmış bölge ilan edilmesi hayalleri mevcuttur. 10 Haziran 2014 günü sabahı haber ajanslarına düşen “Musul düştü, IŞİD Musul’u ele geçirdi, IŞİD Selahaddin’e ilerliyor” tarzı şişirme, provokatif Irak yönetiminin gücünü hafife alıcı haberler yanlıdır, yanlıştır, fitnedir. Evet Musul’da şu an için kontrol IŞİD’in elindedir. Peki bundan önce kimin elindeydi?
Ninova eyaletinin başkenti Musul valisi Esil Nuceyfi nasıl olduysa şehri IŞİD’e teslim etmiş, kendisi de Erbil’e sığınmıştır. Musul valisi Esil Nuceyfi’nin ağabeyi aynı zamanda Irak meclis başkanı olan Usame Nuceyfi -ki kendisi sürekli gizli-açık Türkiye ziyaretleri yaparak çat kapı Türkiye yetkilileriyle görüşme yapabilmektedir.- ABD’yi Irak’a müdahaleye davet etmiştir. Usame Nuceyfi şu anda Türkiye’de bulunan güya kırmızı bültenle aranan eski Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı firari terörist Tarık Haşimi‘nin halefidir. Irak’ta Tarık Haşimi’nin yarıda bıraktığı terör eylemlerinin organizasyon ve planını yapmaktadır ve ne yazık ki ülkenin meclis başkanı da bu adamdır!
Siyonist medya yalan haber yayınlamakta, Irak yönetimini ve şerefli yetkilileri küçük düşürmede birbirleriyle yarışmaktadır. Yok efendim “Kara Kuvvetleri Komutanı Musul’a helikopterle inmiş, helikopteri orada bırakmış kara yoluyla Erbil’e kaçmış”. Herhangi bir izahata gerek var mı bilmiyorum ama bu habere inanabilecek bir tek adam tanımıyorum.
Anbar’da başarılı operasyonlarıyla “sert kaya” ünvanını kendisine uygun gördüğün Nuri Maliki gayet sakin, kontrollü bir şekilde olayın üzerine gitmektedir. Ülkedeki Hizbullahi hareketler başta olmak üzere tüm şerefli Iraklılar terörizme engel olmak için harekete geçmiştir. İslam dünyasının önde gelen büyük alimlerinden Ayetullah Uzma Seyyid Ali Sistani başta olmak üzere ülkedeki İslam alimleri devletin yanındadır. Nuri Maliki -bizim basına ABD’den yardım istedi şeklinde yansıtılmıştır- terörün kökten kazınacağını bildirdiği açıklamasında tüm uluslararası kurum ve kuruluşlardan destek beklediklerini bildirmiştir.
İçteki hainlerin desteği ile salyalı ağızlarıyla sağa sola rastgele kurşun sıkan teröristler gerçek mücahidlerle, Hizbullahi erlerle karşılaştıkları zaman ağlayarak nasıl kaçtıklarını Güney Lübnan’da, Gazze’de, Kuseyr’de, Halep’te, Basra’da, Bağdat’ta gördük şimdi de Musul’da, Diyala’da, Selahaddin’de, Anbar’da göreceğiz.
Düşüncelerimize delil isteyenlere ise Sudan’dan ayrıldıktan sonra korsan İsrail ve ABD’nin gazına gelerek Sudan topraklarından bir kısmını ele geçirerek ciddi bir ilerleme kaydettiğini dünyaya duyuran Güney Sudan’a karşı önce durum kontrolü yaptıktan sonra askeri üniformasını giyerek meşhur bastonuyla yaptığı şecaatli konuşmasında ikindine kadar tüm topraklarımızı alacağız diyen ve alan Sudan cumhurbaşkanı Korgeneral Ömer Hasan Ahmet el Beşir’i hatırlatalım.
Küresel siyonizm ve emperyalizm’in yıkıcı gücü terörizmle mücadele eden başta Irak olmak üzere tüm direniş ekseni ülkelerine yüce Allah(cc)’tan yardım niyaz eder, gariban halklarının güleceği günlerin yakın olmasını temenni ederiz. Amin.
Vesselam.
[1] https://www.halkhaber.org/2014/01/05/irakta-neler-oluyor-nuri-el-malikiyi-yakindan-taniyalim-huseyin-yahya-cevher/
Amin…..
“şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır”
İnşallah büyük şeytan ve sufyanileri zir’u zeber olacaklar.
maşallah çok güzel bir izah ve ayrıntılar..
Allah razı olsun. Irak’taki bu fitne inşaallah hayra vesile olacak, bu vesile ile bütün münafık tipler temizlenecek, fitne olmasından çekinilerek bir şey yapılamayan ABD uşaklarının Irak’ta mevcudiyetleri ortadan kalkacak.Bedelinin çok ağır olamamasını Allahtan niyaz ediyoruz