İktidar adileşti, bir şey yapamıyor, vaziyeti muhafazaya çalışıyor – Hüseyin Yahya CEVHER
İktidar adileşti, bir şey yapamıyor, vaziyeti muhafazaya çalışıyor – Hüseyin Yahya CEVHER
Geçtiğimiz günlerde İslam Aktuel ismiyle http://www.islamaktuel.com adresinde yayın yapan bir internet sitesinde okuduğum yazı[1]daki bir kısım çok dikkatimi çekti. Uzun süreden beri düşünüyorum ve bugün konuyla ilgili yazı yazmak kısmet oldu.
Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi(ra)’nin asrımıza ve ahir zamana ışık tutan eserindeki satırlar bizlere Üstad’ın ne kadar büyük bir keramete sahip olduğunu bildirirken, içerisinde olduğumuz bir dönemle ilgili de müjdeler vermektedir. Zira yazının başlığından da anlaşılacağı üzere mevcut iktidar artık adileşmiş, bir şey yapamaz hale gelmiş ve vaziyeti muhafazaya çalışmaktadır. İşte bu söz hem mevcut istibdad-ı mutlaka olan, hiçbir kanunu olmayan, eşkiyalardan bile daha nizamsız olan yönetimin ilk kurulduğu döneme işaret etmekte, hem de İnşAllah son demlerini yaşayan halka zulümde zirve yapmış sistemin fatihasını okumak için bizlere çağrıda bulunmaktadır.
Öncelikle ilgili sözü okuyalım İnşAllah;
“Hem büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdadları manasında üç eyyam var. Bir günü; bir devre-i hükümetinden öyle büyük icraat yapar ki, üçyüz sene yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi adileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır.” diye, gayet yüksek bir belagatla ümmetine haber vermiş.” (Şualar, 587)
Büyük Deccal aynen yukarıdaki sözde anlatıldığı üzere 29 Ekim 1923’teki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra üç defa daha (1927, 1931, 1935) seçilmiş yani 4 devre ile sürecini tamamlamıştır. Bu devre ayırma durumu illa seçim tarihleriyle belirlenmeyebilir zira bazı dönemlerde yapılan icraatlar buradaki kronolojiye uymayabilir ama genel itibariyle anlatılmak istenen hızla piyasaya giren deccal ve İslam deccalının giderek sönüp gideceği ve bunun 4 devrede olacağıdır.
İslâm Deccalı yani halkın İslami duygularını kullanarak bir çok İslam ümmetinin saf evladını arkasından cehenneme sürükleyecek olan kişi/kurum/ekip/zihniyet ise 2002’de iktidara gelmiş; 2003,2007,2011 tarihlerinde üç dönemini doldurmuş, dolayısıyla son devresine yani adileşme devresine girmiştir. Üstelik Üstad’ın sözüne göre her geçen gün etkisizleşen iktidar daha da parladığını iddia ederek çırak-kalfa-usta vari betimlemelerle “Millete Hizmet Yolunda” tarzı süslü ifadelerle yok oluş sürecini kamufle etmeye çalışmaktadır.
Gelin dilimiz döndüğünce nasıl adileştiğine bir göz atalım;
1-Suriye Meselesi; İktidarın gerçek yüzünün bir çok kişi tarafından en net şekilde anlaşıldığı olaydır. Adeta halkı kandırmakta, uyutmakta ve istediği yöne sürüklemekte başarıdan başarıya koşan iktidarın çöküşünün en gümbürtülü duyulduğu olaydır ki zaten bunun böyle olacağı Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed Mustafa(sav)’nın Şam bölgesi ve Ahir Zaman ile ilgili hadislerini inceleyen herkesçe ayan beyan görülecektir.
2-Başörtüsü Meselesi; Mevcut iktidarın desteklenmesindeki en büyük sebep başörtüsü sorununu çözmesinin beklenmesidir. 10 yıldan fazla bir süredir bekleyen halka şurada serbest, burada yasak formatlı bir çözüm getiren iktidar burada da adileştiğini göstermiş; bir çok destekçisini ve takipçisini kaybetmiştir.
3-Anayasa Meselesi; Belirli bir kesim sivil anayasa, referandum, yetmez ama evet sloganlarıyla uyutulmuş; umreden daha önemli olarak addedilen kısmi anayasa yani referandum için çalışmalar yapılmıştır. Gelinen noktada iktidar bir anayasa bile yapmaktan aciz olduğunu resmen kabul etmiştir. Bu süreçte referandum zamanında bir EVET oyu daha kazandırdığını bir ibadet coşkusu ile anlatan çengel bıyıklı gençliğinde ülkücü, referandum zamanında fethullahçı-tayyipçi, şimdilerde ise ne olduğunu benimde bilmediğim kişilere ne düşündüklerini sormak için çok heyecanlanıyorum ama görüş(e)müyorum.
4-Eğitim Meselesi; 8 yıllık zorunlu eğitimi ortadan kaldırması için desteklenen iktidar, destekçilerine bir darbe daha vurmuş kesintisiz eğitimi 12 yıla çıkarmıştır. Ayrıca her sene yaptığı eğitim sistemi değişiklikleriyle kendilerinin dalkavuğu durumundaki kişileri bile zor duruma düşürmüş, yaptıklarını savunulmaz hale getirmiştir. Bu konuyla ilgili de anlatacak onlarca anım olmasına rağmen şimdilik geçiyoruz.
5-Büyük İsrail Meselesi; Geçtiğimiz günlerde artık barış olsun formatındaki tiyatroyu izleyen halkımız zaten bu işin bu şekilde olacağını yıllar öncesinden bilmektedir. Dolayısıyla ne bölgedeki kahraman Kürt halkını kandırabildi, ne de asırlarca İslam’ın bayraktarlığını yapmış Türk halkını kandırabildi. Kendi kendilerine çaldılar, söylediler. Halkımızın bu tiyatroda gördüğü en belirgin şey iktidarın temsilcisinin kendisine küfredilmesinden çok hoşlanması oldu. Zira kendisine daha önce ağza alınmayacak şekilde küfreden bir adamla sarmaş dolaş halleri gözümüzden kaçmadı. [2]Bu da bir diğer adileşme durumudur.
6-Ekonomi Meselesi; Çok uzak değil 15 yıl önce banka önünden geçmeyi haram bilen bir millet, çok düşük faizle kredi alıp umreye, hacca gider oldu. Ekstra açıklama yapmaya gerek var mı bilmiyorum. Her şeyi bankacılık sistemine bağlı hale getiren mevcut sistem el kadar bebenin içtiği anne sütünden, 77 yaşında dedenin içtiği çorbaya kadar herşeyin içerisine faiz denen pisliği katmıştır. Allah belanızı versin!
7-Namus Meselesi; Yavaş yavaş, güle güle, çaktırmadan halkımızı namussuzlaştırmaya, ahlaksızlaştırmaya, duyarsızlaştırmaya çalıştılar. Başardılar da. Ama artık meydana gelen hadiselere bakan halkımız gerçekleri görmekte ve mevcut iktidarın o göstermelik başörtüleri altında ortamı nasıl kerhaneye çevirdiğini anlamaktadır. Bundan sonraki süreçte Allah(cc) halkımızın yardımcısı olsun.
Daha çoktur belki ama şimdilik bu kadarla sınırlayalım. Sizinde eklemek istedikleriniz varsa lütfen üşenmeyin, yorum olarak yazın ki halkımız okusun. Vesselam.
Dipnotlar:
[1] http://www.islamaktuel.com/genel/deccal-sufyan-fitnesi-ve-islamda-liderlik-2.html
[2] https://www.halkhaber.org/2013/11/19/bazilari-kendilerine-kufredenleri-sever/
Bunuda unutmayın.
İçlerindeki kin o kadar doruk yaptıki dışarıya vuramadan edemedi, İslamın şiarlarından olan cami,mescid kuran eğiti yapılan yerlerin ayakta durmasına tahammül edemediler ve halkın gözyaşları na rağmen binlerce kişiye kuran eğitimi verilen kuran kursunu başbakanın emri ile yıktılar.(https://www.halkhaber.org/2013/11/03/video-halkin-direnisine-ragmen-istanbulda-belediye-ekipleri-kuran-kursunu-yikti/) bu sadece bir örnek yıkılan cami sayısı belki yüzlerle ifade edilir. yani adileşme üst düzeye çıkmış tavan yapmış