Halk Haber'den...

Hayata Davet

hayata-davet-cabir-aciksoz

Hayata Davet – Cabir AÇIKSÖZ

Allah katında yegane din olan İslam(Al-i İmran 19), bütünüyle ve tüm hükümleriyle hayata davet eder, hayatı yaşatır, hayatımızı anlamlandırır. Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin diliyle bu hakikat:” Din hayatın hayatı, hem nuru hem esası,ihyayı din ile olur şu milletin ihyası.” şeklinde ifade edilir. İnsan olan insana düşen odur ki, yaşandığı zaman insanı diriltecek bu dini kendinde, ailesinde ve dünyasında yaşatmanın peşinde olsun. Ve yine insana düşen odur ki; ” Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resulünün çağrısına uyun..(Enfal 24)” çağrısına kulaklarını tıkamasın.

Bu İlahi çağrıya kulak verip, o doğrultuda bir yaşam sürenlerin, Allah’ı sevenlerin, Peygamberine uyanların, kınayıcının kınamasından korkmayanların, kendi aralarında şefkatli, kafirlere karşı ise şedid olanların, Allah yolunda cihad edenlerin “..üstüne gökten ve yerden nice bereketler(in kapısını)nn açılacağı(Araf 96).” İlahi bir vaaddir. Ve biz bugün bu İlahi vaadin, 1979 kışında dünyayı İslamın baharıyla tanıştıran İran İslam İnkılabıyla nasıl gerçekleştiğini aynel yakin şekilde gördük Elhamdulillah.

” Heyhat minez-zilleh!!!” diye haykıran Huseynin(a.s),o nurani çağrısının nasılda yankılandığını gördük İranda. İmam Humeyni ve Muvahhid halkının tüm batıl ideolojilere ve şer odaklarına, emperyalizme, siyonizme karşı yükselen “LA” nidasını duyduk. Bir Nur patlaması olan İslam İnkılabıyla,” Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona tertemiz bir hayat yaşatacağız ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz(Nahl 97).” ayetinin anlattığı o tertemiz hayatı gördük. “Onlar öyle kimselerdir ki, şayet kendilerine yeryüzünde imkan ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin sonucu Allaha aittir(Hac 41).” buyuran Allahın, işlerin sonucunu nasıl da Ehli Beytin günümüz temsilcileri olan İmam Humeyni’ye, İmam Ali Hamaneye ve milyonlarca Serdengeçti kahramanlarına nasip ettiğini ve onlarında bu ayetin canlı şahitleri ve uygulayıcıları olduğunu gördük ve görüyoruz Elhamdulillah.

Bu öylesine bir İnkılabtır ki, müjdesini Allah Azze ve Celle Resulüne(s.a.a) vahiyle şöyle bildirmiştir.” (Allah peygamberini) onlardan henüz kendilerine katılmayan sondakilere de göndermiştir. O azizdir, hakimdir. İşte bu Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir(Cum’a 3-4).” Resulullah(s.a.a) bu ayeti okuyunca merakla sormuş oradakiler hem de üç kez:” Ya Resulullah, bu sonda gelecekler kimlerdir?” ve Peygamber mübarek elini yanında bulunan Selmani Farisinin omzuna koyarak şöyle buyurur:” O Selmanın kavmidir. İman, Süreyya yıldızında olsa, bunlardan birtakım kişiler veya bir kişi, mutlaka onu elde eder(zübdetül Buhari, cuma suresi bölümü).” Kuran’ın ve Resulullah’ın şahitliğiyle biz bugün güneş gibi üstümüze doğan bu hakikati görüyoruz. İslamın yeryüzünden silinmek istendiği bu asırda, küfrün, zulmün, nifakın, batılın tepesine inen Hakkın yumruğunu müşahede ediyoruz.

Ve bu öylesine bir İnkılabtır ki, Emperyalizmin yıllarca Müslümanları mezhepçilik ve ırkçılık tuzaklarıyla aldattığı, birbirine düşürdüğü, habersiz kıldığı bir zamanda Vahdet sancağını dalgalandırıp üstüne,” Hep birlikte Allah’ın ipine(Kuran’a,Peygamberine ve Ehli Beytine) sımsıkı sarılın ve parçalanıp bölünmeyin(Al-i İmran 103).” Ayetini nakşederek harekete geçmiştir. Sünnisiyle, şiisiyle, arabıyla, türküyle tüm Müslümanları bir çatı altında toplamanın gayretine girişmiştir. Bunuda kimsenin mezhebinden yada milliyetinden dönmesini isteyerek değil, aksine herkesin mezhebi ve milli değerlerine sahip çıkıp, başka Müslümanların da mezhep ve milliyetine saygı duyarak gerçekleştireceği bir Vahdet kurumundan bahsederek yapmaktadır. Hatta bu halkayı daha bir genişleterek, dünyanın ezilen tüm halklarına, Venezuela’ya, Küba’ya, Bolivya’ya, Kuzey Kore’ye, Afrika’ya, Vietnam’a ve sömürünün, mazlumiyetin en acısını tatmış tüm mazlum halklara da kucağını açmıştır bu İnkılab.

Nice İlahi vaadin canlı örneği olan İran islam Cumhuriyeti 35 yıldır bu nurani hedeflere doğru koşmaktadır. Böylesi bir özverinin, fedakarlığın, neticesi olarak Cenabı Allah yerden ve gökten nice bereketlerin kapısını bu şanlı devlete açmıştır. Allah’ın müslümanlara İran coğrafyasında islam devletini nasip etmesi ilahi bir lütufdur. Petrol, doğalgaz ve nice kaynaklarıyla, “insanlar madenler gibidir.” sırrınca altın, elmas misilli daha yirmili yaşlarında bilim adamlarıyla, siyaset dahileriyle, milyonlar kahraman ve şehadet aşığı ordularıyla, batının tüm kuramlarını ve teorilerini alt üst eden ilim adamlarıyla, alimleriyle Allah’ın dinine yardım eden bir millete Allah’ın nasıl yardım ettiğini, kendilerini batılın ölüm ve leş kokan vadilerinden çıkararak İslamın hayat ırmaklarına dalarak değiştirenleri Allah’ın nasıl değiştirdiğini, ve kalpleri ancak ve ancak Allah’ın zikriyle- anılmasıyla-, hayat saçan fermanlarının yaşanmasıyla mutmain olanların, huzura kananların nasılda huzura,selamete boyandıklarını görüyoruz.

İşte İslamın hayata davet eden çağrısına “Lebbeyk” diyenlerin geldiği nokta budur. Bugün bizler ve Müslüman halklar eğer böylesi bir hürriyete, onura, izzete, devlete, İslami Hükümete sahip olmak istiyorsak yapılması gereken şey İslam İnkılabı Rehberi, mustazafların ve müminlerin İmamı Seyyid Ali Hamaneye uymak ve kendi memleketlerimizde İslami bir devletin teşekkülü için koşuşturmak olmalıdır. Bilelim ki; İmam Seyyid Ali Hamaneyi gerek mezhepsel, gerek ırksal nedenlerle İmam olarak tanımayanlar, yarasa gibi tağuti-süfyani rejimlerin karanlıklarında yaşamayı hayat tarzı seçenlerdir. Ve yine bilelim ki; Ahirzamanın İslam güneşi doğmuştur. Bu saatten sonra gözünü kapayan ancak kendine gece yapar. Güneşe bir zarar veremez. Bu doğan İslam Güneşi ” Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla(zalimlerle) savaşın(Bakara,193).” ayetini kendisine ilke edinerek, yeryüzünde İslam nurunun girmediği bir tek ev kalmayıncaya kadar parıldamaya devam edecektir. Selam olsun bu güneşe kapısını, penceresini açıp, hazır kıta bekleyen Hidayet, adalet, hürriyet aşıklarına!!!

Related Articles

One Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button