Game Of Trolls (Troll Oyunları)
Kışların bir asır sürebildiği diyarın hikâyesidir bu. Nifak saçan canavarların kol gezdiği diyarın… Bu diyarın meşhur bir tahtı varmış ve taht için mücadele eden güçler. Ama ne hikmetse tahta kim oturursa otursun acı çeken hep halk oluyormuş. Halk bu hale patlayacak gibi olunca tahtın uzun sahibi sözde düşmanlarını memnun eden bir plan açıklamış…
Ne kadar sıkıcı bir hikâye değil mi? Ama içinde yaşayanlara oldukça heyecanlı ve gerçekçi gibi görünüyor.
Hikâyedeki her şeyi biliyorsunuz peki kralın planı ne olabilir? İnsanların basite aldığı yalaka sürüsü olarak gördükleri ancak sistemin müdavimi olan troller! Kimdir bunlar basit provokatörler midir?
Öncelikle bütün trollerin tek bir amaç için tek bir elden yönetildiğini unutmamak gerekir. Amaçları yalan haber üretip yaymak, ülkenin gündemini farklı mecralara çekmek, siyasi tartışmaları provake ederek saygı ve mantıktan uzak düşmanca bir vaziyete sokmak ve halkın tek bir çatı altında toplanmasına mani olmak tabi o çatı büyük kralın istediği bir çatı ise neden olmasın!
Kimi dindar, kimi dinsiz, kimi solcu, kimi liberal, kimi milletçi, kimi batıcı fakat gaye aynı: Kralın saltanatını korumak ve güçlendirmek…
En yakın somut örneğini koronavirüs sürecinde gördü halkımız. Devletten bir şeyler bekledikleri anca devlet milletten yardım istedi. Devletin ihtiyacı mı vardı ki? Verilen vergiler zaten yardım değil miydi? Faraza devletin durumu kritik ise İngiltere ve İsrail gibi dünya halklarının topraklarını ve mallarını parselleyen ülkelere neden yardım ediyoruz? Troller boş durur mu; vatan, millet, din edebiyatı ile hakikati gizlemekle meşguldüler. Halk ikna olmayınca bu sefer dinsiz troller hükümet üzerinden İslam’a saldırıya geçti nasipsizin biri ayeti dalgaya alacak bir paylaşım yapınca olay koptu. Halk yine kâfirin karşısında münafığı seçmek zorunda kaldı farkında olmadan.
Sürecin başından beri diğer ülkeleri beğenmeyip süreci en iyi yönetenlerden biriyiz naraları atıyorlardı ancak; 2 saat kala sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini bile farklı bir yöne çevirdiler. Din adamları, siyasiler, aydınlar aracılığıyla halkı kınadılar, halkı aşağıladılar, suçu halkta buldular ancak halkın yapısı ve zafiyetleri gereği panik yapacaklarını bilmelerine rağmen bir hafta önce söylenebilecekken söylemediler veya market, fırın vb. yerlerin sınırlı ve kontrollü bir biçimde açık olabileceği bir sokağa çıkma yasağı uygulanabilecekken bile bile halkı sokağa döktüler. İstenseydi yapılırdı ancak ihmal mi yoksa başka bir şey mi bilinmez yapmadılar! Bu durumu eleştirenleri teröristlikle, vatan ve devlet düşmanlığıyla suçladılar üstüne bu da yetmedi sokağa çıkan insanları muhalif olarak gösterdiler. Madem ülkede bu kadar muhalif vardı nasıl başa geçtiniz diye sormak gerekir öyleyse. Her şeyi tekellerine almış gibi davranıyorlar ancak bir şey hariç o da haysiyet!
Sonuç olarak troll oyunlarıyla sağ-sol yaparak halkı uyutmaya devam ediyorlar. Ancak unutmayın ki hikaye daha bitmedi…