ELVEDA DOST – Lokman Hikmet SEBAT
Ramazan Hasbihalleri – Ramazana Veda Mektubu – ELVEDA DOST – Lokman Hikmet SEBAT
Ramazan. Güzel dost. Bu son hasbihal, senle olsun istedim. Öncelikle şunu söyleyeyim ki yine farklıydın. Hayatın sıradanlığını alt üst eden bir karakterin var. Bize kattığın erdemler, yaşattığın o güzel duygular tarifsiz.
Sabrı öğrettin bize yine. Açlığa, susuzluğa, haramlara karşı sabır. Haddimizi bildirdin bize. Malum unuttuğumuz vaki. Zayıflığımızı, acziyetimizi bir kez daha iftar sofralarında ezanı beklerken tattırdın bize. Kibir, riya, kendini beğenmişlik, bencillik, vurdumduymazlık, halden anlamazlık, mazlumların mahrumiyetlerine sağır olmuşluk ve hakeza.. Yakıp kül ettin hepsini. Ayağının altına alıp çiğnedin. Adının manası yakıp, kül eden demekmiş. Öyle söylüyor sözlükler. El-Hak adının hakkını veriyorsun. Aslında bu halin Resulullah’ın: “İnsanlar bir tarağın dişleri gibidirler.” sözünün uygulamalı gösterimi gibi adeta. İslamın sosyal adalet gerçeğinin bir aylık bir programla her sene yeniden tanıtımının yapılması belki de.
Ve Kuran. Kelamullah. Rabbin bizi muhatap kabul etmesinin en büyük nişanesi. Her ne kadar biz layık olmasakta. Ve sen, Kuran’a ev sahipliği yapan güzel dost. Bu sebeple Kuran’ın baharı diyorlar sana eskiler. Ne de güzel söylüyorlar. Ve sende Kadir. Kuran’ın nazil olduğu gecenin sabahında aydınlanmamızın hatırasının büyüklüğünden Kadir. O gece Kadir. O inen Kadir ve bir hiçken Allah’ın lutfuyla bir kez daha kadirlenen bizler.
Bu yıl şaşırttın bizleri. Aziz İmamımız Ruhullah Humeyninin(ra) yıllar evvelinde senin son Cuma günün olarak ilan ettiği Kudüs günü bu yıl bambaşkaydı. İbrahim’in Hacca olan çağrısı gibi makes buldu Ruhullahın çağrısı dünyanın dört bir yanında. Çünkü bu yıl yeni bir intifadanın fitilini ateşledin. Bu yılki erdem menüne Şehadeti ekledin, direnişi ekledin, Gazze’yi, Batı Şeriayı, Kudüs’ü ekledin. Kadınlarımızı Zeyneb’e, erkeklerimizi Hüseyin(as)’a benzettin. Bu yıl bize, iç alemlerimizde takılmanın ötesinde kardeşlerimizle hemhal olmanın, kardeş olmanın, duyarlı olmanın, insan olmanın önemini hatırlattın. Bu sebeptendir şimdi her bağrı yanan Gazzelinin ahı kulaklarımızda çınlamakta ve zalime vurulan her darbe bize bayram gelmeden bayram yaşatmakta. Amacına ulaştın bu yıl vefalı dost. Şili’den, Venezueleya, Paris’ten, Tayland’a, Bağdat’tan, Cezayir’e ve tüm dünyaya ulaştırdın “emperyalizme,siyonizme,zulme hayır!” “Özgürce,kardeşçe,adilane yaşama evet!” nidasını.
Şimdi gidiyorsun. Heybene doldurup onca güzel yaşanmışlığı, ihlası, taati alıp gidiyorsun. Bir dahaki sefere hangimiz burada oluruz, hangimiz olmayız Allah bilir. Bu sebeple Ey Hidayet, Rahmet, Bereket, Şehadet ve Mücadele ayı Ramazan! Biliriz bu son değil ama yine de mahzunuz Resulü Kibriya gibi. Hani Peygamberimiz Uhud’da ağlayınca şehidlerin ardından, sormuş Sahabei Kiram: ” Ya Resulallah! Sonunda kardeşlerimize kavuşmayacak mıyız? Neden ağlıyorsunuz?” şöyle buyurmuş Allah Resulü(saa): ” Elbette biliyorum dostlarımıza tekrar kavuşacağımızı. Ama iki dostun ayrılığı kısa bile sürse insan mahzun olur, gamlanır.” Kalbimizin burukluğu bundandır yani. Bundandır bu veda edişimiz sana. Elveda Dost!! Elveda İslamın ayı, Kadru kıymetin ayı Elveda!!! Ha unutmadan bizi hep böyle şaşırt olur mu?