Halk Haber'den...

Asr-ı Saadet’te Kadın ve İran İslam Cumhuriyeti’nde Kadın

islamda-kadin-iranda-kadin

Asr-ı Saadet’te Kadın ve İran İslam Cumhuriyeti’nde Kadın – Lokman Hikmet SEBAT

Açıkçası bu konuyu uzun süredir kafamda tasarlıyordum. Fakat bir türlü başlayamamıştım. Ama geçenlerde bir dost muhabbeti esnasında, meşhur bir Alimin(?) kadınlarla alakalı bir sözünü duyunca yazmanın faydalı olacağına dair inancım pekişti ve kalemi elime aldım. Gelelim ismi lazım değil o alimin(!) ifadelerine: ” Eğer elimde imkan olsaydı kadınlar için yer altına tüneller kazdırırdım. Bu şekilde milleti fuhşiyattan korurdum.” Aşağı yukarı ifadeler bu şekilde. Taliban türü kadın anlayışının da ötesinde bir hal anlayacağınız. Aslında bu sözü duyduğumda pek şaşırmadım. Çünkü halkımızı saran ifrat ve tefrit denen hastalığın ne demek olduğunu her gün yaşaya yaşaya görür olduğumuzdan, nedense hiç şaşırmadım.

Süfyani sistemlerin toplumda meydana getirdiği en büyük açmazlardan biri budur işte. Memleketin her yanını fuhuşhaneler, randevu evleri sarmışken, yine bu memleketin başkentinde ve büyük şehirlerinde fahişeler açık açık kartvizit bastırıp dağıtırken, dizisinden, sinemasına ahlaksızlık zirve yapmışken, en basit bir sakız reklamında bile kadın şehvet objesi olarak kullanılırken, hatta bunları geçtik eşcinselleri koruma altına alan kanunlar çıkarılırken yani ifratın tavanına vurulurken, bir değerli hocamızın(!) çıkıp toplumu kadınların şerrinden(!) tüneller vasıtasıyla koruma düşüncesi tefritin ne denli dibine vurduklarını göstermektedir.

İşte ifrat ve tefritin bu denli keskin yaşandığı bir atmosferde, orta yolu bulma adına Resulü Ekremin(s.a.a) kadına verdiği kimliğin ve koyduğu yerin ve yine günümüzde Resulullah’ın(s.a.a) torunu olan İmam Humeyninin(r.a) ve milyonlarca yarenlerinin Allah’ın yardımıyla kurduğu İran İslam Cumhuriyetinde kadının kimliğinin ve yerinin ne olduğu hakkında bir anımsama ve bilgi tazelemenin yararı olacağını düşünüyoruz.

Asr-ı Saadette kadın kimdir ve nerededir?

Asr-ı Saadette kadın Haticedir ve Muhammed’in(s.a.a) hemen yanıbaşındadır. Kadın fedakardır, yeri geldiğinde malının tümünü Hak yolunda harcayandır. En zor zamanlarda İslam davasından vazgeçmeyendir. Kadın, tıpkı erkek gibi Allah’ın vahyinin muhatabıdır. Dininde sabit durandır, işkence görendir. Kadın Sümeyyedir İslamın ilk şehididir. Kadın, Ümmü Habibedir. Mekke aristokrasinin tepesinde olan Ebu Süfyan’ın kızı olmasına rağmen İslamı seçip yolundan dönmeyendir. Habeşistana hicret edendir. Kocası dininden döndüğünde kocasına uymayıp Hak yolunda kalandır ve nihayet Resule eş olandır. Asr-ı Saadette kadın, cemaattir, Camidedir. Hem de beş vakit, Cuma, Bayram tüm namazlarda Peygamberin ardında saf bağlayandır. Peygamberin sohbetini dinleyendir, Ona soru sorandır, Peygamberin hadislerini ezberleyendir, nakledendir. Mescidde ayağa kalkıp, Peygambere “beni evlendir” diyecek kadar medeni cesarete sahip olandır. Vahyin inişine şahid olandır. Kadın Aişedir, kadınlarla alakalı birçok meseleyi Peygamberden dinleyip aktarandır. Medinede kadın, savaştadır. Hemşiredir, yaralıları tedavi edendir, su verendir. Uhudda kadın Nesibedir, savaşçıdır, yara alıp Gazi olandır. Safiyyedir, Hendek savaşında bir yahudi erkeği savaşta alt edip kafasını keserek düşmana gözdağı verendir. Medine’de kadın anadır. Mümin yetiştiren, zulme rıza göstermeyen yiğitler büyüten, kucağında yarının kahramanlarını barındıran bir ocaktır. Takva tezgahıdır, durmaksızın Muttaki üreten. Kadın Zeyneptir. Kerbelanın haykıran dilidir. Zalim Sultanın yüzüne Hakkı söyleyendir. Ve Asr-ı Saadette kadın iffetin, takvanın, hayanın duru kaynağı Fatımadır(s.a). Fatıma Fatımadır(Resulullah’ın “Ümmü Ebiha(babasının annesi)” dediği bir kadını nasıl anlatabilir ki lisan).

Peki İran İslam Cumhuriyetinde kadın kimdir ve nerededir?

İranda kadın devrimcidir. Sokaklardadır, meydanlardadır. Devrim günlerinde kadın, evinin kapısını kitleyip kocasını, babasını, oğlunu devrim ateşinin yandığı caddelere gönderendir. Savaş zamanında ciğerparelerini savaşa yollayandır, savaşta hemşirelik yapandır. Elinde kalan son zinetlerini bile İslam Devletine sadaka verendir. İnkılabda kadın, anadır, şehid anasıdır. Üç evladını şehid verip,” başka evlatlarım olsaydı onlarıda savaşa gönderirdim” diyendir. İranda kadın cemaattir, Camidedir, Cuma namazındadır, Bayram namazındadır. İranda kadın, polistir, askerdir, komutandır, albaydır, öğrencidir, öğretmendir, öğretim görevlisidir, doktordur, avukattır, yazardır, spikerdir, habercidir, sporcudur, antrenördür, sanatçıdır, ressamdır, aktristtir, milletvekilidir, bakandır, dış işleri sözcüsüdür, Cumhurbaşkanı Yardımcısıdır vs.vs.

Açık yüreklilikle söylemek gerekirse, Resulün Medinesinde kadın neredeyse, bugün İran İslam Cumhuriyetinde kadın oradadır. İslamın kadının selameti için emrettiği tesettür, ne Medine’de ne de bugünün İran’ında kadının özgürlüğünü elinden alan, onu eve hapseden bir araç olarak görülmemiştir. Aksine tesettür, kadının cinsiyetinin bir şehvet metası olarak kullanılmasını engellemiş ve kadını toplumda birincil şahsiyeti olan insanlığıyla, hayatın her alanında İslama ve halka hizmet etmesini sağlamıştır. İşte gerek kadın için tüneller kazarak hem toplumu hem kadını korumak isteyen sakat anlayışın, hem de kadını insanlığıyla değilde kadınlığını öne alarak orta yere atıp, onun değerini sadece cinsellikte gören sapık anlayışın orta yolu budur, orta yol Öz Muhammedi(s.a.a) İslamın tertemiz yoludur.

Related Articles

6 Comments

  1. Maşallah ne muhteşem ne akıcı bir yazı böyle. Rabbim kaleminize kuvvet versin. kadının toplumdaki yerini , alımş olduğu ve alacağı sorumluluğunu asrı saadet ile İslam inkılabında olan benzerliklerini ortaya koyan güzel bir yazı olmuş.

  2. Yazı için kaleminize sağlık. Güzel ve akıcı olmuş
    Hocam o alime keşke sorsalardı hadi kadınları tünellere kapattın, ya erkekleri ne yapacak. Toplumda artık bazı erkekler kadına ihtiyaç duymuyor, bazı kadınlarda erkeğe ihtiyaç duymuyor. Bu soruna nasıl bir çözüm bulmuş alimimiz çok merak ettim doğrusu.
    allah ümmeti böylelerinden korusun.
    Selametle

  3. Bu zamanda cevabına en çok ihtiyaç duyduğumuz böyle bir meseyi dile getirdiğiniz için Allah razı olsun, umarım yaşadığımız çağda kadının toplumdaki yeri, Asr- Saadet kadınlarını tanıdıkça olması gereken konuma gelecektir.
    Paylaşım için teşekkürler..

  4. İslam’da Kadın, İran’da Kadın. Son zamanlarda okuduğum en akıcı, en etkileyici, en muhteşem yazı. Mutlaka okuyun, kısa ve öz. Yazandan Allah razı olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button