Abdülkadir Molla’nın idamının ardından aydınlanamayan durumlar… – Hüseyin Yahya CEVHER
Bangladeş’te Cemaat-i İslami liderlerinden Abdülkadir Molla idam edildi. Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bangladeş Başbakanı Hasina’yı arayarak infazın engellenmesini istemişti. Ama ne hikmetse telefonun hemen ardından ertelenen idam acilen infaz edildi.[1] Daha önce kulağını bolca çınlattığımız Bekir Bozdağ[2] da Abdülkadir Molla’nın idam edilmesini Adnan Menderes’in idam edilmesine benzetmiş. Her idamın gerçek bir direniş sonucu olmadığını, bazen rejimlerin bekası için kendi elemanlarını gönüllü veya gönülsüz olarak idam ettiği bilinen bir gerçektir. Hele Bekir Bozdağ’ın Adnan Menderes benzetmesi bende Abdulkadir Molla’ya karşı oluşan küçük sempatiyi de sıfırladı. İnşAllah yanlış bilgilendirmeden ve tağuti sistemlerin propagandaları sonucu haksız bir yargıya varmıyoruzdur.
Samimi ve saf Mısır halkını Mursi ile el ele Rabia işareti yapa yapa katliam ettiren Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, şimdi de Abdulkadir Molla’nın idamı üzerinden müthiş bir rant elde etmeye çalışmaktadır. Bu da ilgili kişinin ölümüne/şehadetine gölge düşürmektedir. Zira Abdülkadir Molla’nın idamıyla ilgili henüz direniş ekseni ülkelerinden ve hareketlerinden bir açıklama gelmezken, sözde İslami görünümlü devlet ve hareketlerin ise gözyaşları sel olmuş durumda.
Abdülkadir Molla idam edildiğinden beri kendisi hakkında bilgi edinmeye çalışıyorum, fakat Türkiye medyasının tek kaynaktan beslenmesi nedeniyle ekstra yeni bilgilere henüz ulaşamadım fakat dikkatimi çeken bir hususu ve durumun vahametini şöyle bir örnekle açıklamak istiyorum.
90’ların İslami hareket mensubu gençlerinin dinlediği ezgilerin en güzellerinden olan Ömer Karaoğlu’nun Şehid Tahtında Rabbe Gülümser isimli eserine küçük bir klip[3] hazırlanarak, TRT Türk kanalında gün boyu ara ara gösterildi. O zamanlar değil bu müzikleri televizyonda dinlemek, yaygın radyolarda bile duymak imkansızdı. Veya bir İslam aliminin şehadetinin hemen akabinde kendisi için bu denli teyakkuza geçilerek bu derece yaygın programların yapılması mümkün değildi. Peki gelinen noktada bu değişim nasıl oldu? Birileri işte kardeşim diyoruz ya Türkiye’de İslam Devleti kuruldu da haberiniz yok diyebilir. Bir gram haklılık payları olsa saygı duyarım fakat aynı hassas ekibin son dönemde şehid olan, şehid edilen Ramazan el-Buti, Şeyh Bedri Gazel, Şehid Hasan Lakkis vb. kişilerin adlarını dahi anmaması çok düşündürücüdür.
Yine Ali Bulaç’ın son yazısında[4]”Bu yazının yayımlanacağı perşembe günü belki de Abdulkadir Molla idam edilmiş olacak. İdam olursa şehittir, mekânı cennet olsun.” ifadeleriyle aslında idamı ertelendi, hatta Davutoğlu devreye girdi erteletti gibi bir gündem varken, Abdulkadir Molla’yı şehit ilan etmesi de düşündürücüdür.
Abdülkadir Molla’nın şahsımı düşündüren, biraz çekingen durduğum özellikleri:
-Mevcut rejimle içli dışlı olarak siyasi partisel harekete girmesi. (1986 ve 1996 yıllarında iki kez parlamentoya girebilmek için aday oldu.)
-Cemaat-i İslami’nin son yüzyıldaki başarıya ulaşmamış, ulaşamayacak hareketlerden biri olduğu açıktır. Aynen Müslüman Kardeşler gibi gerçek İslami Hareket’in güneş gibi parlaması önünde parçalı bulutlu bir durum oluşturmaktadır.
-Pakistan ve Bangladeş birleşikken 1971’de çıkan savaş sonucunda ayrılmış, aklı selim her insana düşen ülkesinin bölünmemesi için çalışmaktır. Edindiğimiz bilgilere göre tam tersine ayrılması için bir çaba sergilenmiş.
-Son ve en önemlisi; Ne İran İslam Cumhuriyeti’nden konuyla ilgili bir açıklama var, ne de Abdulkadir Molla’nın İran İslam İnkılabı ile ilgili bir açıklaması. (Belki vardır, bizim haberimiz yoktur; bilen var ise bizi aydınlatsın.)
Şimdilik Ali Bulaç’ın yazısındaki katıldığım bir bölüm ile yazıyı sonlandırmak istiyorum:
“Kişisel olarak ben her zaman Muhammed Cinnah ve arkadaşlarının Hindistan’dan ayrılma fikrini doğru bulmadım, Mevlana Azad Ebulkelam ve arkadaşlarının bir arada yaşama düşüncelerinin daha isabetli olduğunu düşündüm. Bir İngiliz projesi olarak Pakistan kurulmasaydı, belki bugün İslam Hind yarımkıtasının dini olacaktı. İngilizler İslamiyet’in Hindistan’ı merkez alarak gelecekte Asya’nın dini olduğunu hesap ederek İslamiyet’i bir milli devletin sınırları içine hapsetmek istediler. Pakistan yarımkıtaya mutluluk getirmediği gibi 1971’te kanlı bir iç savaşla Pakistan ve Bangladeş olmak üzere ikiye ayrıldı.”
Vesselam.
[1] https://www.halkhaber.org/2013/12/13/abdulkadir-mollanin-idaminin-arka-plani/
[2] https://www.halkhaber.org/2013/05/27/hizbullaha-dil-uzatmak-en-hafif-tabirle-serefsizliktir-huseyin-yahya-cevher/
https://www.halkhaber.org/2013/05/27/kusayr-neymis-be-turnusol-kagidi-gibi-hizbullahla-hizbusseytani-ayiriverdi-gazi-direnen/
https://www.halkhaber.org/2013/05/27/karikatur-bekir-bozdag-sahiplerinden-aferini-aldi/
[3] http://www.youtube.com/watch?v=nXDOQF3Ooh4
[4]http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/bangladeste-dram_2181613.html
selamunaleyküm
öncelikle yazınız için teşekkür ederim
yazınız konu ile ilgili ayrıntılı bilgi vermesede olaylara bakış açısı kazandırması yönünden çok isabetli bir yazı yazmışsınız.
abdulkadir molla ile ilgili bazı bilgilerimi sizinle ve okurlarınızla paylaşmak istiyorum.mollanın içerisinde buşunduğu hareket (cemati islami) islam dünyasının içinde bulunduğu hareketlerdendir ve islami hareket hem büyük şeytanı hemde küçük şeytanları (büyük şeytanın bölgesel uzantılarını) rahatsız etmiştir. molla ülkesinin parçalanmasına karşı çıkmakla ve ülke içerisinde silahlı bir harekete girişmemekle islami hareketin ilkelerine uygun davranışlarda bulunmuştur.partisel hareket mevzusuna gelince ;partisel hareket her ülkede aynı olmayabilir oranın durumlarına göre değerlendirmek gerekebilir. islam inkılabına bağlılık konusuna gelince bu konu gerçekten çok önemlidir ancak bölgedeki mezhebi fitneler göz önüne alınırsa bu konu ile ilgili cemati islaminin vahdet söylemeri bile kısmi de olsa yeterlidir diye düşünüyorum.sonuç olarak mollanın mazlum bir şekilde idam edilidiğini ve onun bu idamının aslında bölge müslümanlarının ne kadar mazlum ve mustazaf olduklarını gösterdiğini düşünüyorum.allah tüm dünya müslümanlarının ve mustazaflarının yardımcısı olsun.allaha emanet olun. vesselam
halk haberi günü birlik takip etmeye çalışıyorum,,, yazdığınız yazıları dikkatli okuyor ve bir sonrasını da merakla bekliyorum,,,, abdükadir molla hakkında dediğiniz gibi direniş ekseni hareketlerden bir açıklama gelmediği için bizlerde konuya dikkatli ve temkinli yaklaşmayı yeğlemiştik ve fazla gündemimize anlamadık,,, fakat bu olaya nasıl bakmalı nasıl yaklaşmalıydık bu sorulara açıklık getirdiniz allah razı olsun,,,,,, veee bir kez daha gördük ki bu süfyani deccaliyet ahtapot gibi her yerde kollarını götürüyor,,, ama allahın izni ile çıktığı yerde bir kolunu kaybediyor çok yakında da başını kaybedecek İNŞALLAH,,,,,
Konuya tam açıklık getiremesekte kafamızdaki soruları siz değerli kardeşlerimizle paylaşarak yeni bakış açılarını ortaya çıkarmaya çalıştık. Yaptığınız duaya da en içten duygularla AMİN demekten başka söyleyecek bir söz bulamıyorum.
Ben de açıkçası, İran İslam İnkılabı hakkında düşmanca söylemlerde bulunan birisinden Abdulkadir Molla hakkında övücü, ama İslam İnkılabı çizgisindeki kişi ve hareketler hakkında abd-israil den daha tehlikeliler diyen bir kişiye rastladığımda, hemen o anda Abdulkadir Molla hakkında bende itici duygular ve gıcık verici hisler oluşmuştu. O anda dedim ki, bir Saddam, bir namübarek, bir mursi gibi, Abdulkadir Molla da bunlar gibi, bir şahsiyet olma ihtimali çok yüksek diye düşüncelere dalmıştım ki, bu yazıdan sonra kanaatimde haklı olabilirim diye düşünüyorum. vesselam.
Umarım yazımız Abdulkadir Molla hakkında olumsuz bir kanaat oluşmasına vesile olmaz çünkü kesin bir söz söyleme liyakatimiz ne yazık ki yukarıdaki nedenlerden dolayı yoktur. Yazıyı yazdıktan sonra da Türkiye medyasındaki konuyla ilgili çıkan haberleri ve köşe yazılarını takibe devam ediyorum, ek bir açıklamaya ihtiyaç duyarsam, inşAllah yaparım. Vesselam.
Yazılarınızı çok beğenerek okuyorum. Tam benim Fikir Yapıma uygun yazılar. İşallah Allah izin verirse biz de sizin bu emin adımlarla yürüdüğünüz yolda yürümeye çalışacağız. Allah Yar Ve Yardımcınız Olsun…
Güzel ve şevklendirici yorumunuz için teşekkürler. Elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce HALKIMIZ için bir şeyler yazmaya çalışıyoruz. Sizde yazılarınızla destek olabilir, halkımızın aydınlatılması sürecine aktif olarak katılabilirsiniz. Allah razı olsun.