İki Perdeli Tiyatro – Cabir AÇIKSÖZ
İki Perdeli Tiyatro – Cabir AÇIKSÖZ
Bugün size yıllardır izlediğimiz ve izlemekten bıkıp usandığımız,aktörleri değişik,senaryo aynı bir tiyatrodan bahsetmek istiyorum.
PERDE 1:
Dinle,imanla alakası olmayan birileri başa geçirilir.Halkın camisine,Kuranına,kızının-bacısının örtüsüne el uzatır.Ekonomik yaptırımlarla,krizlerle halkı darboğaza sokar.O denli zulme uğrar ki halk,seçim dönemini bekler,bunları-kendince-sandığa gömsün,yerlerine dindar,imanlı(!) birilerini getirsin diye.
PERDE 2:
Seçim dönemi gelir ve halk başa dindar,hatta kimilerine göre Evliyaullah(!) olan birilerini getirir(ki aslında getirdiklerini sanmaları istenir).Ve o başa geçenler göstermelik olarak halkın dini temayüllerine uygun düzenlemeler yaparlar.Bu arada öncekilerin gizliden gizliye heybelerini doldurmalarına karşın,bunlar açıktan açıktan götürdükçe götürürler.Milyonları evde zor tutar hale gelirler.Fakat bu kendilerine inananların pek de gözüne gelmez.Ne de olsa namaz niyazlarına karışan yoktur.
Bu afyon tiynetli baştakiler vatan toprağını satmada bir beis görmezler,bir bakarsınız en verimli topraklarınız yahudiye satılmış(harran örneği),en güzel beldelerinizde ingilizin,fransızın gayri menkulleri halkınkinden daha çok olmuş(Antalya,muğla tatil beldeleri örneği).
Bu da yetmez.Özelleştirme adı altında sattıkça satarlar devletin fabrikasını,işletmelerini.Aslında devletin altın yumurtlayan kazlarını.Yine umrunda olmaz bunlara inananların.Çünkü:’zarar ediyordu ondan sattık.’derler.Kimse madem zarar ediyordu alan keriz mi ki aldı?diye sorma ihtiyacı bile hissetmez.Cami güvendedir ya boşver fabrikayı,falanı filanı..
Evliya mertebesine çıkardıkları bu adamlar,yılın vergi rekortmeni olarak genelevler yöneticisine teşekkür ederler,bazen ev-araba sahibi oluyorsunuz diyerek faiz batağına gömerler milleti kimse tınlamaz.
Bu ve buna benzer nice şeyler olurken,gerçeklerin farkına varan bir kitle büyüdükçe büyür.Bundan habersiz değildir oyun kurucular.Bunlar içinde irili ufaklı onlarca parti-dernek-sendika-stk kurulur.Hakkını arayan solcu olur sonra.komünist olur,marjinal olur.Ha birde çapulcu olur.Ama bir kişiyi bile bu halkanın dışına bırakmak istemezler.Eğer halka dışına çıkanlar olursa yani ipin ucu kaçarsa darbeler girer işin içine,o da tiyatronun gerilim sahneleri olur.Bazen de bu sahneye gerek kalmaz.
Sonra İntikam naraları attırılır bu kızgın kesime.Haliyle baştaki o çok dindar gözükenlere inanan kesim için tehlike çanları çalar.Bunlar başa geçerse bizi keserler algısı daha bir sarılmalarına yol açar doğru sandıklarına.Ha bu arada halk,ırkçılık ve mezhepçilik belasıyla da durmaksızın sınanır.Kürt,türk,alevi,sünni vs vs..Ki topyekün düşünemesinler,onlar adına düşünenler var nasıl olsa diyerek..
İşte birinci perdesi kısa,ikinci perdesi uzun bu tiyatro durmaksızın gösterimdedir bu memlekette.Kapalı gişe oynar hem de..Biz de hep yeriz,balık hafızalı mıyız nedir?
ORTAK PERDE:
Bu oyunun iki taraf aktörleri içinde kırmızı çizgileri vardır.O kırmızı çizgiler;dünya istikbarına,Amerikaya ve Siyonizme kesinkes itaat,onların her daim yanında olma ve durma,onların mazlumlara her türlü mezalimine ya sessiz kalma,ya kılıfına uydurma,işgallerine belli etmeden,bazen de açıkça(bu türü dindar(!) yönetimler zamanında olur genelde) destek verme,memleketin her yanına onların üslerini açma,radarlarını yerleştirme ve bölgedeki Emperyalist çıkarların uygulanması için her türlü taşeronluk hizmetlerinde aktif rol alma.İşte bunlar da kırmızı çizgiler.
VE SON..:
Sonuç olarak bu oyun,rejim adı altında tam 90 küsur yıldır oynanıyor.Şimdilerde ise oyunun dindarlar sahnesindeyiz.Lakin Üstad Bediüzzamanın beşinci şuada yorumladığı bir hadiste süfyani rejimin dört dönemden oluşacağını ve dördüncü dönemde rejimin durumu muhafazaya çalışacağı belirtiliyor.Yaşananlar ise bize dördüncü dönemde olduğumuzu gösteriyor.Ve Allaha olan ümidimiz daha bir yeşeriyor.Artık bu tiyatro gerçekten ama gerçekten sardı ve sıktı.
Artık biz emperyalizmin ve siyonizmin kurguladığı,yardakçılarının da sahnelediği bu iki perdeli oyunu tarihin çöplüğüne atıp,sanal ve gölge olmayan tek hakikat olan İslam dinini yaşamanın ve yaşatmanın zamanının geldiğine inanıyoruz.
Rabbim bu süreci bize kolaylaştırsın ve çabuklaştırsın..!! Amin.
“Bu da yetmez.Özelleştirme adı altında sattıkça satarlar devletin fabrikasını,işletmelerini.Aslında devletin altın yumurtlayan kazlarını.Yine umrunda olmaz bunlara inananların.Çünkü:’zarar ediyordu ondan sattık.’derler.Kimse madem zarar ediyordu alan keriz mi ki aldı?diye sorma ihtiyacı bile hissetmez.Cami güvendedir ya boşver fabrikayı,falanı filanı..”
Demişsiniz kimse sormaz derken bir genelleme yapmamışsınızdır umarım. Çünkü siz varsınız biz varız gerçekten çok gariban olan halkımız varken böyle bir genelleme yapmak yanlış olmaz mı? Çünkü halkımızın çoğu bunların yaptıklarından bile habersiz. Bunlara sadece müslüman gördükleri için destek veriyorlar benim bugüne kadar konuştuğum her 10 kişiden 9 u ben bunların yaptığı şerefsizlikleri anlatınca vay münafıklar vay dedi. Hani bir söz vardır seni sana anlatsam kim bu geri zekalı dersin diye hah halkımızın durumu bu işte bunları halkımıza anlatsak kim bu şerefsiz münafıklar derler. Böyle bir eleştiri yaptığım için özür diliyorum tamamen yanlış ta anlamış olabilirim. Ama derdiniz derdimiz sloganıyla yola çıkıp halka en ufak bir laf atılmasına izin vermemek gerekir. Vesselâm. ..
Alem Kardeşim!paragrafı tekrar okursanız “yine umrunda olmaz bunlara inananların.” Sözüyle genelleme yapmadığımızı anlarsınız.Zaman ayırıp okuduğunuz için,eleştiriniz için teşekkürler.Endişeniz de haklısınız.Müsterih olun “derdiniz derdimizdir”ilkesine sadığız.selam.
belki insanlık tarihinde hiçbir ülke böyle bir tiyatro oyununu rejimiyle halkıyla oynamadı…bence oyun tek taraflı değildir…bu tiyatro iki düşmanın çok büyük hedeflerine ulaşmak için tüm maharetlerini ortaya koyduğu bir satranç veya düelloya benziyor…belki fert boyutuyla kimse bilinçli hareket etmiyor gibi ancak toplumsal akıl ve tarihi hedefler ve bu hedefler doğrultusunda gelen hakk ve batıl mücadelesinin ahirzaman versiyonu böyle bir konjektörü oluşturmuştur…ben ahirzamanın çok renkli olacağını zor gibi görünsede hakkın batıla galibiyeti öyle sıradan ve ucuz ve basit olmayacağını şaşalı muhteşem canlı aşk ve heyecan dolu ve güçlü bir sabır gerektirdiğini düşünüyorum…zaferi ve galibiyeti öyle sıradan değil tüm tarihin ” Z” raporunun faturasının ödetildiği coşkulu ve insanlığın tüm hastalıklardan kurtulup şifaya kavuştuğu ilahi bir mutluluk okyanusunun dönemidir…inşaallah….
Bu tiyatronun son sahnesi tüm oyunların cezası olarak perdenin ipine tiyatronun baş oyuncularının asılması ile son bulur inşallah.
ellerine sağlık,,,, inşallah bu oyunun son bulduğunu Rabbim bizlere gösterir, göremesek te bu uğurda canımızı alır