BIRAKIN ALEVİLERİN YAKASINI!

Ara ara gündeme kasıtlı bir biçimde düşürülen “Cem Evi ibadethane sayılmalı mı?” , “Alevilerin ibadethanesi camii midir cem evi midir?” gibi tartışmalardan artık bu insanlar bu halk yoruldu. Yeter!

İmam Ali’nin Peygamber Efendimiz(s.a) den sonraki imtihanı ağır hayatı ne gariptir ki sevenlerine de miras olmuştu. “Bir dağ bile beni sevse musibete uğrar” dediği rivayet edilir. Tarih bunun en acı şahidi olmuştur. İmam Mehdi hariç bütün Ehl-i Beyt imamları şehit edilmiştir. Emevi döneminden başlayan zulüm ve katliamlar günümüze kadar yer yer dalga dalga devam etmiştir. Ne zaman Ali’nin sevenleri bir nefes alacak olsa bu sefer de içten kendi gibi görünenler tarafından bu sefer de Alevilik aslından uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Gâh içerden gâh dışarıdan her türlü düşmanlığın bir benzeri de günümüzdeki cem evi tartışmalarıdır.

Tartışmayı başlatanlara bakın bir tarafta ne Ali’den ne Hüseyin’den habersiz bir kesim. Diğer tarafta Muaviye ve Yezid zihniyetinin günümüzdeki bariz uzantıları. Behey cahiller! Siz kimsiniz ki Alevilere ayar veriyor ve yönlendirmeye kalkıyorsunuz?

Bir tarafta Alevileri oy potansiyeli gören inançtan uzak kalbi Ali’ye uzak gönlü Hüseyn’e uzak bir parti diğer tarafta İslam’ı kendi emelleri için kullanan günümüz emevileri.

Özellikle Alisiz Alevilik olmaz diyenlere sormak gerekir: Alisiz Sünnilik olur mu peki? İslam diye yutturdunuz birçok şey emevi uydurması buna ne diyeceksiniz. Örnek mi istiyorsunuz? Saray ne zaman İslam’a girdi. Cevap Muaviye zamanında. Devlet ne zaman aile kurumuna dönüştü? Muaviye zamanında. Camiler ne zaman İslam’ın değil sultanın hizmetinde bir kurum oldu? Yine Muaviye zamanında… Örnekleri artırmak mümkün ama neyse…

Alevilik ne Sünnilik ne? Hepimiz Müslüman değil miyiz?! Ne zamana kadar birilerini ötekileştirmekten vazgeçeceğiz. Alevilerle aramızda ne var Ali var Fatıma var Hasan var Hüseyin var… Hepsine binler canımız feda olsun.

Hülasa alevilerin yakasını bir bırakın onlar ne yapacaklarını elbet bilirler…