Ahmet Yasin YİĞİTOĞLU

ŞEHİTLERİN MESAJI – AHMET YASİN YİĞİTOĞLU

sehitlerin-mesaji

ŞEHİTLERİN MESAJI – AHMET YASİN YİĞİTOĞLU
Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. (Ahzab 23)

Şehadet, Allah erlerinin en büyük arzusudur. Öyle ki peygamberler dahi bu yüce makamına ulaşmak için dua ve niyazda bulunmuşlar, bu yüce mertebeye ulaşanlara gıpta etmişlerdir. Çünkü yüce Allah onların makamını Kur’an-ı Kerim’de övmüştür, (Bakınız:Al-i İmran 169). Ayrıca iki cihan serveri Muhammed Mustafa (sav) de onların sahip oldukları derece, makam ve imtiyazlara işaret buyurmuştur.

Şehitler ümmetin en fedakar, en yiğit insanlarıdır. Tarih boyunca rahmani davayı diri tutan şehitlerin mübarek kanlarının bereketi olmuştur. Habil’in açmış olduğu şehadet kapısından nice enbiya, evliya, ulema ile nice mücahidan nice ehl-i iman aşkla girmiştir. Şehid; Allah’ın kendisine vermiş olduğu şu fani hayatı baki bir hayata döndürmek için var gücüyle çalışan insandır. Şehid rabbinin kendisine vermiş olduğu nimetleri hak yolda sarf etmiş önce şahid sonra şehid olmuş kişidir. Yani mutlak güç sahibinin ve yegane kanıun koyucunun ALLAH olduğuna şahid olmuş bu şaihid oluşunun meyvesi olarak da şehadet makamına ulaşmıştır. Şehitler hem izzetli yaşamlarıyla hem şanlı şehadetleriyle geride kalanlara pek çok mesaj vermişlerdir. Peki nedir şehidlerin mesajı ve Bu kıymetli mesajı nasıl anlaşılmalıdır?

Şehitlerin mesajı birbirine tamamen zıt iki farklı grubadır. Bu grupların ilki ehl-i imandır. İkincisi ise deccali, süfyani cereyanlar ile münafık ve zorba güçlerden teşekkül eden hareketlerin oluşturduğu gruptur.
Küffara olan mesaj budur ki: siz dünyaya sevdalısınız biz ise ölüme sevdalanmışız. Siz ölümden korkarsınız oysa bizim için en büyülk arzudur ölüm. Bizim gayet derece ulvi bir amacımız var: Allah’a kul olmak. Bundan dolayı onun yarattığı aciz birer kul olan sizlere boyun eğmeyiz. Yalnız ondan korktuğumuz için ne sizden, ne sayınızdan ne de imkanlarınızdan asla korkmayız. Bunlar azmimize şiddet katar. Milyonluk ordularla da gelseniz üzerimize asla teslim-i silah etmeyiz. Biliriz ki her halükarda biz galibiz. Mücahededen galip ayrılırsak bu dünyada muzaffer oluruz. Yok eğer öldürülürsek şehadete ulaşır ve ilahi vaad gereği ebedi hayatı kazanırız.
Şehitlerin takva sahibi müslümanlara olan mesajı ise çok daha manidardır. Şehitler tüm hücreleriyle şöyle hitap ederler kendilerine henüz yetişmeyen din kardeşlerine:
İzzetli bir ölüm, zillet ile yaşamaktan daha yeğdir.
Ölümden değil şehadetsiz bir ölümden korkunuz.
Zalimlerin cüz’i gücünden değil Aziz ve Cabbar olan Allah’ın sonsuz gücünden korkunuz.
Şehadet bir çağrıdır tüm nesillere ve çağlara. Yahya ve Zekeriyya’nın çağrısı, Hamza ve Mus’ab’ın çağrısı, Üveys ve Ebu Zerr’in çağrısı, Ali Murtaza ve Seyyid’üş-Şuheda İmam Hüseyin’in çağrısı.
“Şehadet iftiharlarla dolu zafere giden yoldur. Dünya ve ahiret ticaretinin en karlısıdır.”
Onların imkanları sizin ise Mevlanız var. Şu halde şehadete talipler olunuz der ve lahuti mahamlara doğru yol alır şuheda.
Şehitleri ve alemi kuşatan mesajlarını unutmak mümkün müdür? Asla unutamayız ve unutmamalıyız da.
Nasıl unuturuz?
Şehitlerin piri Zekeriyya nebiyi ve şehit peygamberin şehit evladı Yahya peygamberi,
Nasıl unuturuz?
Kıyamlarıyla tağutu yerle bir eden mağara şehitlerini sonra Ashab-ı Uhdud ve Ashab-ı Karia’yı
Unutmak mümkün müdür şehitlerin efendisi Hz. İmam Hüseyin ve vefalı dostlarını?
Vefasızlık olmaz mı İslam İnkılabı’nın aziz şehitlerini unutmak?

Irak, Lübnan, Bosna, Cezayir, Burma, Afganistan, Doğu Türkistan, Keşmir, Patani, Suriye, Ruanda, Somali, Nijerya, Arakan ve muhtelif bölgelerdeki şehitleri ve aziz hatıralarını unutursak, şehitlerimizin kanlarıyla suladıkları topraklar hesap sormaz mı bize?
Ya Filistin’in, nebiler diyarının şehitlerini unutmak olur mu? İzzettin Kassam’ı, Rantisi’yi, Şikaki’yi, Şeyh Ahmet Yasin’i, Yahya Ayyaş’ı, Said Siyam’ı, Salah Şahade’yi, Nizar Reyyan ve diğerlerini unutmak elbet olmaz. Ya bu mukaddes beldenin daha konuşamadan şehadete koşan minik şehitlerini nasıl unuturuz?
Biliyoruz ki: “Din ağacının suyu şehidlerin kanıdır.” Andolsun ki şehitlerin kanlarına ihanet etmeyeceğiz ve mesajlarına sahip çıkacağız. Zira şehitlerimizin mesajları yolumuzu aydınlatan ilahi bir meş’ale ve kanları ise zaferimizin müjdecisidir.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Geri bildirim: Anonim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu