Süleyman DAĞISTANLI

SELAM SANA RAHMET AYI… – Süleyman DAĞISTANLI

selam-sana-rahmet-ayi

SELAM SANA RAHMET AYI… – Süleyman DAĞISTANLI

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara 183)
“Şüphesiz dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir…” (Ankebut 64, En’am 32, Muhammed 36)
Allah-u Teâlâ’nın ilahi mesajının kabı olan insan kalbine, bir tohum gibi konmuş ilahi bir vahiy olan İslam, ancak değerli bir tarla niteliğinde olan kalplere ekilebilir ve orada yeşerebilir. Bu ilahi tohumu Kitapları ve onların tebliğcisi olan Peygamberler vasıtasıyla kalplere ekmek suretiyle, manevi ağaçlar yetiştiren Rabbimize, bize bir Ramazan ayı daha yaşattığı için hamdolsun.
Evet, dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan ibarettir ancak, basit bir oyunda bile, kendini temsil ettiği karakteri en iyi şekilde canlandırma isteğinde ve çabasında olan insan, acaba son bulması ile yeni bir hayatın başlayacağı bir oyun olan dünya hayatında hangi karakteri canlandırıyor ve rolünü iyi canlandırabiliyor mu?
Her bir ibadetin ayrı sırlarının olduğu Yüce İslam dininde, ilahi rahmetin sağanak gibi yağmaya başladığı, şeytanların bağlandığı, cehennem kapılarının kapanıp cennet kapılarının açıldığı şu mübarek Ramazan ayında, oruç ibadetinin sırrına ve feyzine mazhar olabilmektir önemli olan.
Evet, Hacc; herkesin başrolde İbrahim rolünü oynadığı bir tiyatrodur. Ve iyi oyuncu, rolünü iyi yaptığı gibi, sonunda da canlandırdığı karakterde erimelidir. Yani İbrahimi bir rol üstlendiğin Hacc ibadetinin sonunda da İbrahimi bir duruş sergileyebilmektir bir ömür boyu diyor Şehid Ali Şeriati. Evet, İbrahim gibi yalnız, İbrahim gibi takva sahibi, İbrahim gibi tevekkülün son noktası, İbrahim gibi teslimiyetin doruğu ve İbrahim gibi Allah’ın kutlu misafiri olabilmek Hac’da. Ve aynı İbrahimiliği bir ömür sürdürebilmektir oynadığın oyunun hakkını vermek, oyun ve oyalanmadan ibaret olan şu dünyada.
Evet, öyle diyor Dünya Mustazaflarının Rehberi Seyyid Ali Hamaney; Kimi insan Ramazan ayının feyzi ve bereketiyle nasiplenemezken kimileri bir gün, kimileri bir ay, kimileri bir yıl ve kimileri de ömrünün tamamını bu feyiz ve bereket ile abad edebilmektedir… Makbul olan Hac ibadeti, İbrahimi olabilmekten ve bir ömür İbrahimce yaşayabilmekten geçiyorsa, makbul bir oruç ve bereketli bir Ramazan ayını nasıl ve kim gibi yaşamalı ki, bir ömür hayatımızı gülistana çevirebilsin?
Peki, bizler bu mübarek ayda, safların netleşmeye başladığı, küfür cephesinin tüm cephelerde yenilgiler tattığı, şanlı Filistin direnişinin yeniden şahlandığı şu mübarek ayda nasıl bir role ve başkahramana bürünmeliyiz ki, bu bizi Ramazan ayını hakkıyla eda edebilen ve bu feyizle, geri kalan hayatını gülistana çevirebilenlerden olabilelim?
Hac ibadetinde başkahraman İbrahim iken Oruç ibadetinde başkahraman olabilecek o kadar çok İslam kahramanı vardır ki, hangisinin rolüne bürünsek ve hangi karakterde erirsek, bu bize, iki dünya saadetini bahşedecektir. Peki, hangi rolde erimeli;
Sabır demek olan oruç ibadetini, sabır timsali olan Eyyup (a.s.) rolünde karşılamalı, o rolde erimeli ve bir ömür sabredenlerden olmalı; İffet, hayâ ve edep demek olan oruç ibadetini, İffet ve hayâ timsali Yusuf(a.s.) rolünde karşılamalı, o rolde erimeli ve bir ömür edep ve hayâ ile yaşayanlardan olmalı; Rabbimizin tüm emir ve yasaklarına itaat demek olan oruç ibadetini, Teslimiyet timsali İsmail(a.s.) rolünde karşılamalı, o rolde erimeli, sadece ramazan ayında ki emir ve yasaklara değil bir ömür karşılaşacağımız imtihanlara İsmaili bir teslimiyet göstermeli.
Sadece yemeden, içmeden ve haramlardan sakınmak olmayan ve asıl, zalim ve zulümden sakınmak olan oruç ibadetini, boğazlanma pahasına zalime hakkı ve hakikati haykıran Yahya(a.s.) rolünde, kanı ile İslam ağacını yeşerten, zalimden ve zulümden sakınmanın adı olan İmam Hüseyin rolünde karşılamalı, o rolde erimeli ve bir ömür zalimlerden ve zulümden beri olmalı.
Yine oruç ibadetinde, ashabı açlıktan karnına bir taş bağlarken kendisi iki taş bağlayan, üç akşam peş peşe yiyeceğe doymayan, musibetlere ve zorluklara sabreden, zamanın zalimlerine “La” diyen ve baştan ayağa her hücresi ile hakkın yeryüzünde ki temsilcisi olan, kâinatın efendisi Muhammed Mustafa (s.a.v.) gibi bir role bürünmeli, o rolde erimeli ve geri kalan hayatımızı bu doğrultuda yaşamalı.
Tüm dünyayı arkasına alan Şah’a karşı, sırtını dünya ve içindekilere değil tüm kâinatın sahibi olan Âlemlerin Rabbine ve onun Dünyaya varis kılmak istediği mustazaflara(Kasas 5) dayayan ve zamanının Firavun’u olan Şah’a karşı bir nevi yeme, içmeye değil, zulme ve zalime yüz çevirme orucunun ne demek olduğunu tüm dünyaya haykıran İmam Humeyni rolünde karşılamak gerekir Ramazan ayını, o rolde erimek ve bir ömür o çizgide yaşamak gerekir…
Evet, hangisini seçersek seçelim, tarihe şerh düşülmüş o İslam kahramanlarından hangisinin rolünde erirsek eriyelim ki hepsi aynı temiz İslam ağacının dallarıdır, işte o zaman Ramazan ayından hakkıyla feyizlenen ve rahmetiyle ömrünün bir ayını, bir yılını değil tamamını gülistana çevirenlerden olabiliriz.
Selam sana, Ey Allah’ın en büyük ayı ve Allah dostlarının bayramı; Selam sana, ey bizimle birlikte olan vakitlerin en değerlisi ve ey günlerin ve saatlerin içinden en iyi ay. Selam sana ki, kalpler sende yumuşar, günahlar azalır. Selam sana ki, Şeytan’a karşı biz yardım eder, iyilik yollarını bizim için kolaylaştırırsın. Selam sana ki, her yönden esenlik olan bir aysın, Selam sana ki, bize bereket getirdin, bizden günahların kirini yıkayıp giderdin. Selam sana ve içindeki bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ne. (Sahife-i Seccadiye)
İlahi! Bizleri, bu ramazan ve her ramazan, bu yıl ve her yıl peygamberi bir role bürünen, o rolde eriyen; Ramazan ayında yemeden, içmeden ve şehvetten sakındığı gibi, bir ömür zalimden, zulümden ve isyandan sakınanlardan eyle. Hayatlarını, yeryüzünü gülistana çevirmek için gönderilen Peygamberlerin yolu üzerine bina eden, örnek aldığı ve canlandırdığı o kutlu şahsiyetlerin kutlu yollarında eriyen birer mum olabilenlerden eyle, ta ki şu oyun ve oyalanmadan ibaret olan dünya hayatında sakınanlardan olabilelim ve ölüm salamızla birlikte, cennette Kevser havuzundan kana kana içerek iftarlarını açanlardan olabilelim. Amin.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu