Hüseyin Yahya CEVHER

1 Mayıs İşçinin Emekçinin Bayramı – Hüseyin Yahya CEVHER

Geçtiğimiz günlerde 1 Mayıs İşçi bayramı tüm dünyada coşkuyla kutlandı. Öncelikle belirli gün ve haftalara bakışımı kısaca belirtmem gerekirse yılda bir gün bile olsa bazı olayların, kişilerin hatırlanması için bu tür gün ve haftaların faydalı olduğu kanaatindeyim.

Ülkemizde 1 Mayıs yürüyüşleri Taksim meydanı davası ekseninde yapılmaya çalışıldı. Çok fazla takip edemesem de bir kaç bilgi verip, bir kaç noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Öncelikle Taksim meydanında İşçi bayramı kutlamanın/anmanın sembolik bir anlam taşıdığı söyleniyor. Geçtiğimiz yıllarda 1 Mayıs gününü resmi tatil eden mevcut hükümet, ayrıca 1 Mayıs’a Emek ve Dayanışma Günü ismini vererek resmileştirdi. Yeri gelmişken her türlü izinli, önceden mevcut yönetimlere haber verilmiş yürüyüş ve gösterilere karşıyım zira önceden haber verilerek protesto gösterisi yapılmaz. Bu yüzden zaten hükümetin verdiği bahşişi kabul etmek en başta işçinin/emekçinin temsilcisi olduğunu iddia eden sendikaların ayıbıdır. Taksim’de yapılacaksa ve bu kesin olarak yapılması gerekiyorsa işçilerin ve halkın önünde hangi güç durabilir? Hiç bir güç duramaz.

Akşam saatlerinde İstanbul valisinin fevkalede orantılı güç kullandık dediği açıklamayı dinlerken mevcut yönetimin halka karşı yaptığı saldırıları böyle basitleştirerek anlatması garibime gitmedi zira aksi bir durum olsaydı sıkıntı olurdu. Onlarca kişi gözaltına alınmış, iki kişi ise ağır yaralı bir şekilde hastanede yatmakta.

İşçinin-Memurun hakkını savunduğu iddia eden sendikalar tamamen yönetim uşağı ve halk düşmanıdır. Zira kararlı bir direniş ve mücadelenin önünde hükümet mi durabilir? Asla. En büyük sendika diye lanse edilen Türk-İş başkanının sadece bir konuşmasını dinlemek ne kadar samimiyetsiz ve işçi düşmanı olduğunu belgelemeye yeter de artar bile.

Ülkemizde işçiler genel manada asgari ücrete çalışmakta yaklaşık 750 TL, iyi maaş alanlar ise 1000 TL almaktadır. Açlık sınırı ise 993 TL olarak açıklanırken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk ÇELİK’in asgari ücret için 800 TL iyi para söylemi kulaklarımızda çınlamaktadır.

Eğer gerçek manada bir 1 Mayıs kutlanacaksa işçilerin sorunları çözülmeli, köle olarak yaşamaktan insan olarak yaşamaya başlamaları için yardımcı olunmalıdır. Burada iş işçiye düşmektedir zira sendikalar kesinlikle işçinin hakkını savunmamaktadır ve savunmayacaktır.

Mevcut hükümet geldiğinden beri taşeron işçilik ne kadar artmıştır acaba net bilgimiz var mı? Duyduğum bir rakama göre 2 milyon kişi taşeron işçi olarak çalışmaktadır. Nedir taşeron işçi? Taşeron işçi aslında daha fazla ücret hak ettiği halde hak ettiği ücretin belki yarısını alan diğer yarısının ise işbirlikçi, halk düşmanı, koca göbekli zenginlerin gasp ettiği kişidir.

Uzun lafın kısası, 1 Mayıs eğer işçinin emekçinin bayramı olacaksa;
1-1 Mayıs sadece solcuların, komünistlerin, sosyalistlerin eylem alanı olmayacak tüm işçiler ve hatta tüm halk sokaklara inerek adam gibi yaşamak için hakkını istemelidir.
2-Direniş sürecinde belirlenen hedeflere ulaşılmadan mücadeleden vazgeçilmeyecek örneğin asgari ücret 1500 TL olsun eylemi yapılacak ve bu hak elde edilenceye kadar gerekirse grev yapılacaktır.
3-Tüm işçiler-memurlar sendikalarından istifa edecek herkes sadece halk olma sıfatıyla veya işçi-memur sıfatıyla meydanları doldurmalı ve zalimlerden mazlumların hakkını istemeli ve almalıdır.

Son olarak aylık 28 dolara çalışırken enkaz altında kalarak can veren 402 Bangladeşli işçi kardeşimize Allah’tan rahmet diler, bu tür olayların halkımıza ders olmasını cenab-ı Allah(cc)’tan niyaz eylerim.
Vesselam.

İlgili Makaleler

3 Yorum

  1. Alçak sistem ve onun kollayıcıları özellikle oligark ve sermaye kesimi modern köleliği oluşturabilmek için sanayi devriminden sonra ortaya çıkan işçi hareketlerini bastıramayınca bu işe bir çözüm bulabilmek adına sendikaları kurdurdu. En büyük bağışıda bu sendilara fabrikatörler yaptı. Çümkü bütün işçileri satın alamazsın ama sendika başkanını ve avanesini satın alabilirsin babında. Akabinde de zaten yazarın belittiği gibi işverene köle olmuş yığınları yöneten kompredör sendika ağaları çıktı. İşçiler ayaklanmasın ve sesleri çıkmasın diye sendikacılar var güçleri ile çalıştılar. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Aslında hepsinden istifa etsinler. Bunkar siyasilerin kıç yalayıcıları olmanın ötesine geçemeyen modern dönemin gladyatörleri. Selametle

  2. geçem birşey daha duydum. kadrolu işçiler eğer sendikaya üye olmazlarsa askari ücret alıyorlarmış. işçilerde garibanlarda askari ücret almamak için sendikaya mecbur üye olmak zorunda kalıyorlarmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu